| Natasha'nın gitar çantasının içindeki ve katilin aldığı şişe buydu. | Open Subtitles | هذا هو ما كان في حقيبة الجيتار الخاصة ب ناتاشا |
| Frost, Natasha'nın kredi kartını çalan sürüngen, ...onun başka bir şeylerin alınmasıyla ilgili üzgün olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | فروست ، أنت قلت أن الشخص الذي سرق بطاقة الإئتمان الخاصة ب ناتاشا قال بأنها كانت منزعجة بشأن وجود أشياء آخرى تم أخذها |
| Natasha'nın Stanza'da ki ilaç kayıtlarının üstünden geçtim. | Open Subtitles | لقد بحثت في السجلات الطبية الخاصة ب ناتاشا في ستانزا |
| Natasha'nın Stanza'da kaldığı yeri aramak için izin belgesi aldık. | Open Subtitles | حصلنا للتو على مذكرة تحقيق لكي نبحث في مدة إقامة ناتاشا في منشأة ستانزا |
| Natasha'nın oda arkadaşı Kelsey, akşam 7:00'de bir hediye sepeti teslim almış. | Open Subtitles | زميلة ناتاشا في الغرفة ، كيلسي وصلتها سلة هدايا تم إستلامها في الساعة 7: 00 مساءًا |
| Yemekten sonra Natasha'nın bakışı, o kadar moralimi bozmuştu ki.. | Open Subtitles | كان ذلك دمر I كتبها ناتاشا وأبوس]؛ ق تذوي نظرة |
| Natasha'nın ev ödevine bakıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث في الواجبات المنزلية الخاصة ب ناتاشا |
| Kıyafetlerinde Natasha'nın kanını arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن آثار دم ناتاشا في ملابسك |
| Arroyo, Natasha'nın yüzüne vurmuş. | Open Subtitles | ارويو ضرب ناتاشا في وجهها |
| Anne Brunell'in cesedini.. senin bıraktığına dair Natasha'nın ifadesini aldık. | Open Subtitles | حصلنا على ناتاشا في افادتها |
| Natasha'nın ailesinin Doğu Hampton'da bir evi var. | Open Subtitles | ناتاشا وأبوس]؛ ق الوالدين في المنزل في الشرق هامبتون. |
| Meseleyi kendim halletmeye karar verdim. Ralph Lauren, Natasha'nın masası, ben Cathy. | Open Subtitles | - رالف لورين، ناتاشا وأبوس]؛ [س] مكتب. |