"nathaniel'in" - Translation from Turkish to Arabic

    • ناثانيل
        
    • ناثانييل
        
    Ve müzik hakkında konuşmaya başladık. Ve bir kaç gün sonra Steve'den Nathaniel'in benden keman dersi almak istediğini söyleyen bir mesaj geldi. TED ومن ثم تحدثنا عن الموسيقى , وبعدة عدة أيام راسلت الصحفي ستيف أُخبره أن ناثانيل مهتم بدروس للعزف على الكمان معي
    Ve çalarken anladım ki, Nathaniel'in gözlerinde oluşan çok derin bir değişim vardı. TED وأنا أعزف أستطعت أن أعيَّ تغيراً يحدث في عينيّ ناثانيل
    Ve Nathaniel'in manyak öfkesi, bir anlayışa ve sessiz bir merak ve zerâfete dönüşmüştü. TED وتحول هوس ناثانيل بالغضب إلى نوع من الفهم والوعي مع قليل من الفضول والراحة
    Nathaniel'in yeni enstrümanını güvenli bir yere koydum ve beklemeye başladım. Open Subtitles لقد وضعت إمكانيات ناثانييل الحديده في الحفظ و الصون.
    Etendim Nathaniel'in ceketi hazır değildi, Open Subtitles ناثانييل معطف ، يا سيدي ، لم تكن جاهزة ،
    Siz gelmeden çok önce burada Nathaniel'in sözü geçerdi. Open Subtitles كلمة ناثانيل موثوق بها على هذه الحدود منذ فترة طويلة قبل مجيئك إلى هنا
    Gördüklerini çarpıtarak anlattın. Çiftlikte olanlar aynen Nathaniel'in anlattığı gibiydi. Open Subtitles ما حدث في المزرعة كان مثلما قال ناثانيل
    Çiftlikte olanlar Nathaniel'in anlattığı gibiydi. Open Subtitles ما حدث في المزرعة كان مثلما قال ناثانيل
    Şimdi, Nathaniel'in tedaviyi reddettiğini belirtmeliyim, çünkü tedavi aldığında bu şok terapisiyleydi ve Thorazine ve kelepçelerleydi, ve bu yarayı tüm hayatı boyunca taşıdı. TED ويجب أن أذكر لكم أن ناثانيل رفض العلاج لان العلاج في المصحة كان يتضمن علاجاً بالصدمات وقيود أيدي و عقار " ثورازين " وبقي ذلك مؤثراً عليه ويرافقه طيلة حياته
    Nathaniel'in hikayesi, "Solist" kitabında ve filminde anlatıldığı üzere, evsiz kalan insanlar ve ABD ruh sağlığı savunucuları için bir işaret ateşi haline geldi. ben Nathaniel'in arkadaşı ve keman öğretmeni oldum ve nerede olursa olsun, kemanı ve benim de zamanım olduğu sürece ona ders vereceğimi söyledim. TED أصبحت قصة ناثانيل منارة للتشرد ومؤيدي الصحة النفسية في جميع أنحاء الولايات المتحدة، كما ذكر من خلال كتاب وفيلم "العازف المنفرد" لكني اصبحت صديقه واصبحت معلمه في الكمان واخبرته انه حيثما كان لديه كمانه وحيثما كان لدي كماني، فاني ساعزف درساً معه
    Steve, Nathaniel'in şu hayatta tek şeyi var. Open Subtitles ستيف، ناثانييل لديه شئ واحد يهتم به.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more