Büyük para kaybetmenizden dolayı ödemenizi beklemeleri konusunda epey naziktiler. | Open Subtitles | لقد كانوا لطيفين لأنتظارهم لك لتردي دينك من خسارتك كبيرة |
Oradaki doktorlar çok naziktiler. Hayatımda ilk defa kendimi güvende hissetmiştim. | Open Subtitles | والأطباء هناك كانوا لطيفين جداً لقد كانت أول مرة بحياتي أشعر فيها بالأمان |
Sandra ve Melissa çok naziktiler. | Open Subtitles | ساندرا وميليسا كانوا لطيفين جدا |
Hiç sorgulamadılar beni hiç yargılamadılar, sadece... naziktiler. | Open Subtitles | ولم يطلقوا علي أحكاماً كانوا طيّبين فقط |
John ve Helen bana karşı çok naziktiler. | Open Subtitles | (جون) و(هيلين) كانا طيّبين للغاية معي. |
Evet, Zolotov'un kaldığı süre boyunca çekilen güvenlik kamerası görüntülerini bakmamıza izin verecek kadar naziktiler. | Open Subtitles | بالفعل,وقد كانوا ودودين كفايةً لتركنا نرى تسجيل الكاميرات الأمنية خلال إقامته هناك |
Fakat Bay Tilney ve kızkardeşi bana karşı çok naziktiler. | Open Subtitles | لكن السيد (تيلني) وشقيقته كانا لطيفين جداً معي |
Herzaman çalışanları şahsen tanımayı tercih ederim, ...ve bu iki beyefendi bana etrafı gezdirecek kadar naziktiler. | Open Subtitles | وهذان الشخصان كانوا ودودين جداً لمرافقتى فى هذه الجولة ألبرت" أعتقد أننا أنهينا" |