Bir bardak sıcak kahve ve neşelendirmek için bir tebessüm verdiler. | Open Subtitles | لقد اعطونى كوب من القهوة الساخن وابتسامة لادخال البهجة على نفسى |
Evet olur. İyi olduğum bir şey varsa o da insanları neşelendirmek. | Open Subtitles | بالطبع هذا هو الشيء الوحيد الذي أجيده هو جلب البهجة للناس |
Hücrede, ortalığı biraz neşelendirmek için uydurduğum komik bir hikayeyi anlatıyordum sadece. | Open Subtitles | لقد كنت أحكي قصة في الزنزانة لقد اختلقتها لأجعل الأمر أكثر بهجة |
Bunu seni neşelendirmek için yaptım baba. | Open Subtitles | صنعتها من أجلك يا أبي، لإبهاجك |
Hayır, sorun değil. Beni neşelendirmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | كلا ، لا بأس بذلك ، لا يتوجب عليك رفع معنوياتي |
Beni neşelendirmek istiyorsan Tarım İstasyonu'na gitmişken eski odanın duvarının arkasına zulaladığımız otu getir. | Open Subtitles | إذا أدرت أن تبهجني بينما أنت في مزرعة المحطة احصل على المخدر الذي خبأناه |
Sadece beni neşelendirmek için diyorsun. | Open Subtitles | أنت تحاول إبهاجي فحسب |
Sonra kendi kendini neşelendirmek için bu tarz şeyler alır. | Open Subtitles | ثم تذهب وتشتري واحدة من هذه لترفع معنوياتها |
Bazen anne ve babam için üzülürdüm ve o da beni neşelendirmek için elinden geleni yapardı. | Open Subtitles | وأود أن تنزعج أحيانا على أمي وأبي وانه يريد بذل قصارى جهده ليهتف لي. |
Beni neşelendirmek için elinden geleni yapıyorsun. | Open Subtitles | تفعلين مابوسعك لتشجيعي ؟ |
Canım sıkılırken kendimi neşelendirmek için ne yaparım biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين ماذا أفعل لإبهاج نفسي إن كنت أمر بحالة إحباط؟ |
Beni neşelendirmek için mahalledeki dükkândan dondurma almıştın. | Open Subtitles | أحضرت لي المثلجات من الحي الإيطالي لإبهاجي. |
Tanrım! Ortamı neşelendirmek hep bana mı düşecek? | Open Subtitles | يا إلهي ، ألم أكن أنا السبب دائماً في إضافة البهجة للأشياء هنا ؟ |
Ofisi neşelendirmek için birkaç tane kestim. | Open Subtitles | قطفت قليلاً منها لأدخل البهجة في المكتب |
Ortamı neşelendirmek için bir paket yiyecek ve bir buket çiçek almış. | Open Subtitles | تحمل حقيبة من الخضروات ...وباقة من الزهور ..لتضيف بهجة على المكان |
Bilirsin, herkesi neşelendirmek için. | Open Subtitles | تعرفين ، إنها بهجة لكل شخص |
Bak, en azından seni neşelendirmek için buradayız. | Open Subtitles | إنظر,على الأقل نحن هنا لإبهاجك |
Ayırca farklı, ama alakalı bir konu olarak, beni neşelendirmek adına yaptığın bu hareketlerine bakacak olursak, bir ponpon kız olmaya bile layık olduğuna inanıyor musun? | Open Subtitles | و من ناحية أخرى, ليست ببعيدة عن موضوعنا بناء على مجهودك الحالي لمحاولة رفع معنوياتي هل تعتقدين حقا أنك كنت تصلحين كقائدة تشجيع؟ |
Beni neşelendirmek işin değil. | Open Subtitles | ليست مهمتك أن تبهجني -بلى مهمتي |
Beni neşelendirmek istiyorlarmış. | Open Subtitles | -أردت محاولة إبهاجي |