"ne olduğumuzu" - Translation from Turkish to Arabic

• ما نحن عليه
• ماهيتنا
• ماذا نكون
• حقيقتنا

Gail Teyze burada ve bil bakalım ne oldu? Bizim ne olduğumuzu biliyor.
إنَّ الخالة " غايل " عندنا واحزري ماذا إنها تعلم ما نحن عليه

Bizim gerçekte ne olduğumuzu göstermek için mazeret olarak bir kurmacaya ihtiyacımız vardır.
نحن نحتاج إلى مبرر الخيال لعرض وممارسة ما نحن عليه بالفعل

ne olduğumuzu bilmiyorlar.
حينما يعرفون ما نكون. إنهم لا يعرفون ماهيتنا.

Demek istediği şey ne olduğumuzu, kim olduğumuzu seçme fırsatının bizde olduğuydu.
وما قصده هو أنه يتسنى لنا اختيار ماهيتنا وهويتنا.

Suzanna, ne olduğumuzu anlıyorsun ve açlık hissini de biliyorsun bu karbonhidratı kesmeye benzemez.
سوزانا أن تفهمين ماذا نكون وتعلمي الجوع وهو ليس مثل حمية الأكل

Bunu kim yapar? Kim ve ne olduğumuzu çok iyi bilen biri.
شخص يعرف بالضبط من و ماذا نكون

Testler Cimmerialılar'a gerçekte ne olduğumuzu anlamaları için dizayn edildi... ..yeterince ilerleyince bizi görebilmeleri için.
لقد صممت هذة الإختبارات لكى تخبرنا متى سوف يكون السيميريون . متقدمين بما فية الكفاية ليرونا على حقيقتنا

Fakat tam anlamıyla ne olduğumuzu anlaman için, Chris dünyayı bizim gözümüzle görmelisin.
ولكن ولتفهم ما نحن عليه يا كريث يجب عليك أن ترع العالم الطريق الذي صنعناه

Hiçbir şeyi etiketlendirmemeye ya da ne olduğumuzu düşünmemeye karar verdik.
نحن فقط قررنا أننا لن نقوم، بوضع أي تسميات أو نقلق بشأن ما نحن عليه.

Bizim yolculuğumuz, amacımız ne olduğumuzu keşfetmek.
انها رحلتنا، انها هدفنا .لاكتشاف ما نحن عليه

Ama ne olduğumuzu gördüklerinde hep korkarlar.
لكنهم دوما ما يخافوا لما يروا ما نحن عليه

Bu ses, artık tüm dünya ne olduğumuzu biliyor demek.
هذا الصوت يعني العالم يعرف الآن ما نحن عليه

ne olduğumuzu öğrendiklerinde bize daima zarar verirler.
إذا عرفو ماهيتنا لن ينفكو عن أذيتنا

"Bu kadar büyütülecek şey" ne olduğumuzu öğrendikleri her seferinde zulüm görmekle yüz yüze geliyor olmamız.
"الامر الجلل" الذي نواجهه هو الإضطهاد الذي سنلاقيه من قبل البشر في كُل مرّة يكتشفون فيها ماهيتنا.

ne olduğumuzu biliyor.
انه يعلم ماهيتنا

Biliyor musun, aslında ne olduğumuzu bilmiyorum.
كما تعلم، لا أعلم ماذا نكون

ne olduğumuzu biliyor musun, Vivian?
أتعلمين ماذا نكون نحن، (فيفيان)؟

ne olduğumuzu görüyor musun John?
هل ترى ماذا نكون فعلاً يا (جون)؟

Bizi görmediğin için gözyaşı dökmüyor değilsin... hayır, bizim ne olduğumuzu çok iyi gördüğün için.
غير باكية لا لأنك لا ترانا بل لأنك ترى حقيقتنا جيداً

Üzerimde bu deri olabilir ama aslında ne olduğumuzu asla unutmam.
قد أكون في هذه الهيئة، لكنّني لا أنسى أبداً حقيقتنا.

Sanırım anlatmaya çalıştığı şey artık ne olduğumuzu bildiğine göre kim olduğumuzu unutmamaya çalış.
اعتقد أن ما تود قوله هو... الآن تعلمين ما نحن عليه حاولي أن لا تنسي ما هي حقيقتنا