Bu arada ne olur ne olmaz diye evsiz adam hikayesini de kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | في أثناء ذلك، يجب أن نتحقق من قصّته حول الرجل المُشرّد، للإحتياط فحسب. |
Buna benzer bir şeylere girişeceğini düşündüm ve eski karısının telefonunu ne olur ne olmaz diye dinlettim. | Open Subtitles | توقعت ان يقوم بحركة ما لذا تصنت على هاتف الزوجة السابقة , فقط للإحتياط |
Bilmiyorum. Ne olur ne olmaz diye odamı kimseye vermeyin. | Open Subtitles | لا أعلم, يمكن أن تبقي غرفتي تحسباً لهذه الحالة فحسب. |
Sadece ne olur ne olmaz diye hazır olmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط أخبرتكَ بأن تستعد. فقط في حالة حدثَ شيء. |
Açacak isteyip istemediğini hatırlamıyorum, o yüzden ne olur ne olmaz diye birkaç tane getirdim. | Open Subtitles | لم أتذكر إن كنت تريد مخلوط أو غير مخلوط لذا جلبت البعض احتياطًا |
Normandiya Çıkarması'nda, dedem ne olur ne olmaz diye Amerikan üniformasının altına Alman üniforması giymiş. | Open Subtitles | أحد الأيام, ارتدى جدي زي ألماني, أسفل زيه الأمريكي, للاحتياط. |
Ne olur ne olmaz diye, biraz adam ve silah götüreceğim. | Open Subtitles | علي أن أحضر بعضا من رجالك يأخذوا بعض الأسلحة، فقط للحيطة |
Ama ne olur ne olmaz diye aramızdaki kötü havayı dağıtmak iyi olduğumuzdan emin olmak adına sana bu küçük hediyeyi göndereyim dedim. | Open Subtitles | ، ولكن فقط إحتياطاً فكرت أن أرسل لك هدية بسيطة لـ تصفية الجو بيننا وأتأكد بأننا على وفاق |
Belki de ne olur ne olmaz diye zili çalmalıyız. | Open Subtitles | أتعرفين ، يجب ان نقرع جرس الباب فقط من باب الإحتياط |
Ne olur ne olmaz diye plastiğe sardım. | Open Subtitles | أنا سوف أخفيه في بلاستيك فقط تحسّبًا |
İşte bu yüzden New York'taki o zamandan kalma birçok bina sahibi bu günlerde yapılarını güçlendiriyor. Ne olur ne olmaz diye. | Open Subtitles | لهذا العديد من مباني نيويورك من هذا الزمن الأن يدعمون أساساتهم ، للإحتياط فقط |
Ne olur ne olmaz diye bir anahtar koymam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ إنّها احتاجت مُفتاحاً خارجياً للإحتياط. |
O yüzden ne olur ne olmaz diye tekrar yemek zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | لذلك علي أنا أأكل فقط للإحتياط |
Evet, o kamera hep açık oluyor, ne olur ne olmaz diye. | Open Subtitles | نعم،هو يضع الكاميرا في وضع التشغيل دائماً تحسباً لأي طارئ |
Gece okulu için. Okul şeyi işte. Ne olur ne olmaz diye. | Open Subtitles | إنه من أجل المدرسة الليلة , تحسباً للظروف فحسب |
Hayır, bir şey olacağından değil. Ne olur ne olmaz diye işte. | Open Subtitles | لا, سيكون جيداً, لكن الامور تحدث, فقط تحسباً |
Lütfen ne olur ne olmaz diye silahımı al, tamam mı? | Open Subtitles | من فضلك , خذ مسدسي فقط في حالة حدث شيء ما , حسناً. |
Ne olur ne olmaz diye birbirimize bakmak için yaptık. | Open Subtitles | لقد اخذناها لنعتني ببعضان الاخر فقط في حالة |
Ne olur ne olmaz diye ayakkabılardan iz alıyorum. | Open Subtitles | ولكنّي أرفع البصمات عن الأحذية احتياطًا |
Ne olur ne olmaz diye not bıraktım. | Open Subtitles | حسنًا، لقد تركت ملاحظة احتياطًا |
Ne olur ne olmaz diye ayrıldık ve ben ormanlık alanda yürüdüm. | Open Subtitles | تفرقنا للاحتياط, ثم مشيت إلى هنا عن طريق الغابة |
Ne olur ne olmaz diye birkaç tane de bankoya başvurdum. | Open Subtitles | وبعض الجامعات الإضافية فقط للحيطة |
Ne olur ne olmaz diye saati ve plakayı not almıştım. | Open Subtitles | لقد كتبت رقمها في تلك الفترة إحتياطاً |
- Bak, yine de ne olur ne olmaz diye ayın 15'inde doğum uzmanından randevu alacağım. | Open Subtitles | أنظر فقط من باب الإحتياط لقد ذهبت و أخذت موعد عند الطبيب الخصوبة في ال15 من الشهر |
Ben de ne olur ne olmaz diye buraya getirdim. | Open Subtitles | لذا أحضرتها إلى هنا تحسّبًا |