| Konuşup durmana izin vereceğim çünkü Ne söyleyeceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | تدري، سأدعك تستمر في الكلام، لانني لا أستطيع انتظار ماذا ستقول لاحقاً. |
| Sana geldiklerinde onlara Ne söyleyeceğini öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لذا أريد أن أعرف على الفور ماذا ستقول عندما يسعون خلفك |
| Pekala, baban hakkında Ne söyleyeceğini ben zaten biliyorum. O bir yetişkin, onunla ilgilenmek senin vazifen değil. | Open Subtitles | أعلمُ مسبقاً ما ستقوله عن أبيكِ أنّه راشد و ليس عليك الإعتناء به |
| Seninle konuşanın dikkatini dağıtmak için kullanıyorsun. Sana Ne söyleyeceğini düşünmen için birkaç saniye kazandırıyor. | Open Subtitles | إنّها وسيلة لإلهاء أياً كان من تتحدّثين معه يعطيكِ بضعة ثوانٍ إضافيّة لتفكّري في ما ستقولينه |
| Konuşmak istemiyorum çünkü Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لا أود الحديث عن الأمر لأنني أعلم ماذا ستقولين. |
| Bence ikimiz de, sen oraya gitmeden önce Ne söyleyeceğini biliyorduk. | Open Subtitles | لقد علمنا ما ستقولين من قبل أن تذهبى أصلا |
| Onun evine gideceğiz, ve ona Ne söyleyeceğini sana fısıldarım. Gerçekten mi? | Open Subtitles | سوف نذهب لمنزلها وسوف أهمس لك بالضبط ما تقول |
| İnsanların Ne söyleyeceğini ya da sadece size benziyor diye destekçi olduğunuzu düşüneceklerini kafaya takarak, enerjiinizi boşa harcamayın. | TED | لا تضِع طاقتك بالقلق بشأن ما سيقوله الناس وما إذا كنت قد تدعم شخصًا ما فقط لأنهم يشبهونك. |
| Carla konuşmadan Ne söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف ماذا ستقول كارلا قبل أن تقوله |
| Fakat Ne söyleyeceğini biliyorum. O benim kardeşim ve onunla iyi geçinmeliyim. | Open Subtitles | أعرف ماذا ستقول : "إنها أختي و "يجب أن أتصالح معها |
| Benji, Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | إسمع , بنجى , أنا اعرف ماذا ستقول |
| Bu da demek oluyor ki Wendy Vail'in Ne söyleyeceğini öğrenmek için duruşma gününe kadar bekleyemeyiz. | Open Subtitles | مما يعني ان لا ننتظر لنري ما ستقوله ويندي فيل حتي يوم الاستماع |
| Sanırım ikimiz de Ne söyleyeceğini biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | كلانا يعرف ما ستقوله العروس،صحيح؟ |
| İçişlerinin Ne söyleyeceğini göreceğiz. | Open Subtitles | سنرى ما ستقوله "الشؤون الداخلية" بشأن ذلك. |
| Ama bu olmadan önce Ne söyleyeceğini konuşmamız gerek. | Open Subtitles | ولكن قبل أن أدع ذلك يحدث، يجب أن نتحدّث حول ما ستقولينه. |
| Şimdi Ne söyleyeceğini tekrarla, çünkü sana Perşembe gününe randevu aldım. | Open Subtitles | حسناً, فكري في ما ستقولينه لها لأنني حجزتُ لكِ موعداً معها يوم الخميس |
| İlk önce seninle konuşmak istedim, çünkü bana Ne söyleyeceğini biliyor musun? | Open Subtitles | أردت مكالمتك أولاً لأنه أتعرفين ماذا ستقولين لي؟ |
| Ne söyleyeceğini biliyorum. Buna girmeyi düşünme bile. | Open Subtitles | نعم، أعلم ما ستقولين لا تتطرقي للموضوع |
| Her zaman tam olarak bana Ne söyleyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | انت دائما تعرف بالظبط ما تقول لتسيطر علي |
| Bir arkadaşını soyduğun zaman, insanların Ne söyleyeceğini bilemezsin. | Open Subtitles | فعندما يُكتشف أنكم خدعتم صديقا لكم لن تتوقعوا ما سيقوله الناس |
| Konuşmak istemiyorum çünkü Ne söyleyeceğini biliyorum! | Open Subtitles | لا أريد التحدث لأنني أعلم مالذي ستقوله |
| Ne söyleyeceğini düşünmek için, güzel, uzun bir araba yolculuğun oldu, o yüzden bahaneler uydurma. | Open Subtitles | لقد أخذت وقت طويل في السيارة لتفكر فيما ستقوله لذا لا تخلق لي أي أعذار |
| Ve şimdi küçük tavşanımız, Ne söyleyeceğini bilemiyor. | Open Subtitles | و الان ارنبنا الصغير لا يعرف ماذا سيقول |
| Baba, Ne söyleyeceğini biliyorum ve inan bana, sana tamamen katılıyorum. | Open Subtitles | أبـي ، أعلمُ ماستقوله وصـدقني أنـا أوافقك بالكامل |
| Bunun hakkında Ne söyleyeceğini duymak istiyorum, ve söylediklerinin kayda alınmasını. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما الذى ستقوله عن هذا... وأريد تسجيله. |
| Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | رباه، أعرف بالتحديد ما الذي ستقوله. |
| Ne söyleyeceğini biliyorum. "Bir erkek hep annesinin bebeği olarak kalmamalı." | Open Subtitles | أعرف ما ستقول الرجل لا يمكن أن يكون طفل أمِّه إلى الأبد |
| Ne söyleyeceğini biliyorum: muhteşem. | Open Subtitles | أنا أعلم ما سوف تقوله |