"neden yokken" - Translation from Turkish to Arabic

    • بلا سبب
        
    • بدون سبب
        
    • لسبب محدد
        
    • دون سبب
        
    • بدون أي سبب
        
    Ortada bir neden yokken atlar ürküp şaha kalkınca... arabası büyük bir ağaca çarpmış ve kadıncağız ölmüştü. Open Subtitles قتلت بلا سبب ظاهر الخيول انفصلت عن العربة و حطمت عربتها في شجرة كبيرة
    Hiç bir neden yokken insanların suratının yarısını uçurmazlar. Open Subtitles الناس لايدخلون هنا ويصابون ب 12 طلقة بلا سبب
    O adamı pislik hiçbir neden yokken vurdu. Open Subtitles أنا محظوظ ذلك الشخص قتل ذلك الرجل بدون سبب
    neden yokken sürekli hastalanma, Yemek beğenmeme. Open Subtitles يصيبها الدوران دوماً بدون سبب و قليلة الأكل
    O gün, hiçbir neden yokken, biraz koşmaya karar verdim. Open Subtitles في هذا اليوم لا لسبب محدد قررت أن أجري بعض الوقت
    Tanrım, senden çok daha iyiyim. Sadece koşarak gitti ve neden yokken istifa etti. Open Subtitles يا الهي انا أفضل حالا منك ركض بعيدا وقدم استقالته دون سبب
    - Bir neden yokken hediye verilmez. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ إعْطاء الشيءِ بدون أي سبب.
    Kızlar asla erkeler gibi sörf yapamazlar ve hiç bir neden yokken şarkı söylüyorlar. Open Subtitles الفتيات لن يركبن الأمواج بأتقان كما الصبيان , وهن يغنين بلا سبب.
    Yani sen bana ortada hiçbir neden yokken saldırıya uğrayıp, vurulduğunu mu söylüyorsun? Open Subtitles حسنٌ، إذاً أنت تخبرنيّ أنّه تمّ إصابتك والإعتداء عليك بلا سبب ؟
    Ortada bir neden yokken oğluma saldırdı. Open Subtitles هذا الكلب هاجم إبنى بلا سبب.
    Dün bir otobüs durağında görünürde hiçbir neden yokken cinayet işliyor. Open Subtitles مع السيد (كالماك) هنا إذن ليلة أمس, يرتكب جريمة في محطة للباص بلا سبب معروف
    Hiç bir neden yokken şarkı söylüyorlar. Open Subtitles أنهم يغنون بلا سبب.
    Ben de ortada hiçbir olası neden yokken bir yargıçtan tutuklama talep edemem. Open Subtitles ولا يمكنني أن أطلب من القاضي لإصدار أمر قبض بدون سبب محتمل
    Delikanlılar, bazen hiç neden yokken kavga ederler. .... ve hiç neden yokken "biz" oluverirler. Open Subtitles فى بعض الأحيان يتشاجر المراهقين بدون سبب، و بعدها يصبحون معاً بدون سبب.
    Oturmuş konuşuyoruz ve görebildiğim kadarıyla hiç neden yokken iç çamaşırını çıkarttı. Open Subtitles لقد جلسنّا هُناك نتحدث و بدون سبب مُحدد لقد رأيتُها تنزع ثيابها الداخليّة،
    Hayır, niye ki? Ortada bir neden yokken okulda siyah bir çocuğu döverek olay çıkarmış. Open Subtitles لقد ضربت بعض طفل أسود في المدرسة بدون سبب.
    Bazı adamlar, neden yokken nefret eder, anladın mı? Open Subtitles بعض الاشخاص يكرهون بدون سبب ..
    O gün, hiçbir neden yokken, biraz koşmaya karar verdim. Open Subtitles فى هذا اليوم لا لسبب محدد قررت أن أجرى بعض الوقت
    Ortada hiçbir neden yokken biri onu vurdu. Open Subtitles لا لسبب محدد شخص ما أطلق عليه النار
    Her şeyi unuttuğumu düşünürken... ve hiç bir neden yokken patlamayı duyabiliyorum... kokusunu alabiliyorum... ellerim titremeye başlıyor ve El Alameyn'deki yanan tanka dönüyorum. Open Subtitles أذكر أنني نسيتُ ما حدث .... و من ثَم و دون سبب استطعتُ سماع الإنفجار
    Vantilatör neden yokken üzerime düştü! Ve çalışıyordu. Open Subtitles المروحة سقطت من دون سبب و كانت تعمل
    Yasa uygulayıcılarının, iyi bir neden yokken insanları öldüresiye dövmelerine izin veremeyiz. Open Subtitles لايمكن فرض القانون بقتل نصف الشعب ..بدون أي سبب وجيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more