Belli ki Phil'le beni ayrı tutmak için geçerli bir nedenin var. | Open Subtitles | من الواضح، أن يكون لديك سبب جيد للحفاظ على فيل وأنا على حدة. |
Karın kredi kartı borçlarını ödemek istediğinde bana ödeme yapmak için bir nedenin var artık. | Open Subtitles | الآن لديك سبب وجيه لتدفع لي عندما تريد أن تسدد البطاقات الائتمانية |
Bu gece dışarı çıkmak için özel bir nedenin var mı? | Open Subtitles | هل لديك سبب معين لخروجك الليله؟ |
Belki şimdi nedenin var, fakat burada saklanıp sorunlarından kaçmak, sana ihtiyacı olan insanlarla konuşmamak.. | Open Subtitles | ربما يكون لديك عذر,لكن الأختباء هنا,وتفادي مشاكلك ولاتتكلم مع الناس الذين يحتاجونك |
Biliyordum. O zaman senin de bir nedenin var. | Open Subtitles | لقد عرفت اذا انت ايضا لديك دافع للقتل |
Bayan Singer! O bir canavar. Yaşamak için her türlü nedenin var! | Open Subtitles | ـ لديك أسباب كثيره لتعيشي ـ إنها نقمه علي الجنس البشري |
Herkesin olduğu gibi senin de iyi bir nedenin var. | Open Subtitles | لديك سبب وجيه لقتلي كما هو حال الجميع |
Bir nedenin var mıydı? | Open Subtitles | وهل لديك سبب لذلك ؟ |
Ama sen, senin benden nefret etmek için iyi bir nedenin var. | Open Subtitles | ...لكن أنت لديك سبب قوي لتكرهني |
En azından iyi bir nedenin var. | Open Subtitles | على الأقل لديك سبب جيد |
Ve bunun için iyi bir nedenin var | Open Subtitles | لقد كان لديك سبب وجيـه |
Masum olduğuna inanmak için bir nedenin var mı? | Open Subtitles | هل لديك سبب لتظن أنه برئ؟ |
Evet, ama senin belli bir nedenin var. | Open Subtitles | أجل , لكنك لديك عذر قوى |
- Demek nedenin var ve bahanen yok. | Open Subtitles | إذن، لديك دافع دون أية أعذار |
- Çünkü iyi bir nedenin var. | Open Subtitles | -لأن لديك دافع |
O yüzden yaşamak için pek çok nedenin var. | Open Subtitles | إذن , أنت لديك أسباب لتعيش من أجلها |