"nedensiz yere" - Translation from Turkish to Arabic

    • دون سبب
        
    • بلا سبب
        
    • بدون سبب
        
    • بدون أي سبب
        
    • بلا مبرر
        
    Bir mesaj vermek istermişçesine, çiçekleri parçalamak nedensiz yere yapılacak bir şey değildir. Open Subtitles لقد مزقتِ الأزهار التي كانت تزين قبره. لا يمكن لأحد أن يفعل ذلك دون سبب مقنع.
    Eğer orada olsaydı, zavallı menajeri nedensiz yere kovulmazdı. Open Subtitles إن كان كذلك ما كان ليطرد مديرته المسكينة دون سبب
    nedensiz yere insanları terk edenlerden misin sen de? Open Subtitles لا تتجولي وتهجري الناس بلا سبب. لن أقوم بذلك.
    Ne kadar acı çektiğini de biliyorum, çünkü hiç kimse burada nedensiz yere kalmaz. Open Subtitles ولكن أيضا اعرف أنك تعانين كثيرا لأنه لاشخص يوجد هنا فى مثل هذا المكان بلا سبب
    Sonrasında tek bildiğim şuradaki polislerin nedensiz yere beni alaşağı etmiş olmalarıdır. Open Subtitles أن رجال الشرطة ألقوني أرضاً . بدون سبب على الإطلاق
    Çünkü sizin gibi insanlar nedensiz yere fiyat koyuyorsunuz Open Subtitles حيث لدينا مسؤولية بسبب وجود أشخاص مثلك قرروا وضع سعر بدون سبب
    Fakat bu birinin adamın VA'da çekilmiş filmini nedensiz yere aldığı anlamına gelir. Open Subtitles لكن هذا يعني أن شخص مسكين يجري عملية بالمخ الآن دون سبب
    nedensiz yere hesaplarını boşaltıp, evini terk etmenden daha saçma değil. Open Subtitles ليس أكثر سخافة من قيامكِ بتفريغ حسابكِ و هجركِ منزلكِ من دون سبب
    Hayatta nedensiz yere gelişigüzel şeyler olur. Open Subtitles هناك أشياء غريبة تحصل في حياتنا من دون سبب.
    Başka bir Pakistan sivil savaşı olayı olabilir ve sen o küçük kızı nedensiz yere öldürdün. Open Subtitles من الممكن ان يكون باكستاني مدني اخر من الحرب الاهلية وانت أخدت حياة تلك الطفلة الصغيرة من دون سبب
    Uyuşturucu aldığı zamanlarda nedensiz yere saldırganlaşabiliyor. Open Subtitles يملك نزعة للعنف دون سبب عندما يكون تحت تأثير المخدر
    nedensiz yere anında bir insandan nefret etmek harika değil mi? Open Subtitles اوه, اليش ذلك عظيما عندما تستطيع ان تكره شخصا من دون سبب حقيقي تماما مثل الخفاش
    Barmenin, Brandee'nin nedensiz yere mutlu olduğunu söylemesi komik geldi. Open Subtitles مضحك ما قاله ذلك الساقي عن كون براندي سعيدة بلا سبب
    nedensiz yere öldürmekte günahtır Peder. Open Subtitles من الإثم القتل بلا سبب. أبتاه , لقد جعلوني آثما.
    Tam biz gelmişken nedensiz yere kapının önüne çıkanlar. Open Subtitles و الذين صادف أن يتمشوا في الخارج أمام الباب بلا سبب, فقط لأننا وصلنا
    Tam da bugüne uygun oldu, nedensiz yere ölen masum bir adamın görüntüsü böylece hayatının geri kalanı boyunca kafana kazınmış olacak. Open Subtitles أنة مناسب في يوم مثل هذا, صورة رجل برئ يموت بلا سبب. ستحفر ب ذاكرتك الي الأبد.
    Çocuğun kemikleri o kadar kırılgan oluyor ki nedensiz yere kolayca kırılabiliyor. Open Subtitles يجعل عظام الطفل هشّة بحيث تكسر بسهولة بدون سبب
    Hayır, hatayı erkekler yapar, nedensiz yere savaşa girmek ya da saftiriğin tekini idam ettirmek gibi. Open Subtitles لا, الخطأ شيء يفعله الرجل مثل الذهاب للحرب بدون سبب أو عمل موقف أحمق
    Bir daha nedensiz yere birini dövme. Open Subtitles لذا في المرة القادمة، لا تضربي أيّ أحد بدون سبب.
    -Ortada hiçbir şey yok Bir daha nedensiz yere beni buraya getirirsen kafesin dışında değil içinde olursun. Open Subtitles , في المرة القادمة إذا أحضرتني إلى هنا بدون أي سبب . سأراك داخل الزنزانه , ليس خارجها
    Sürekli benden bir şey isteyen nedensiz yere benden nefret eden insanlardan kaynaklanıyor. Open Subtitles يبغضونكِ بلا مبرر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more