Devamlılık için ödül almak nefes almak için ödül almak gibi bir şey. | Open Subtitles | نيل جائزة لعدم التغيّب أشبه بنيل جائزة للتنفّس |
Karınları doydu, nefes almak için yüzeye çıkıyorlar. | Open Subtitles | عندما تمتليء بطونهم، يصعدون للتنفّس |
Adam akıntıya karşı zinciliyken 100 metre yüzdü ve nefes almak için hiç yüzeye çıkmadı. | Open Subtitles | لقد سبح 100 متر ضدّ التيار وهو مُقيّد، لمْ يخرج أبداً لإستنشاق الهواء. |
Çocuk nefes almak için dışarı çıkmalı. | Open Subtitles | أقصد، عليه الخروج لإستنشاق الهواء في أي مرحلة. |
nefes almak için ihtiyaçları olan havaya ulaşamayacaklarsa geri dönmek zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يعودوا أدراجهم إن تواصل تعذرهم بلوغ الهواء الذي يحتاجون تنفسه |
nefes almak için ihtiyaçları olan havaya ulaşamayacaklarsa geri dönmek zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يعودوا أدراجهم إن تواصل تعذرهم بلوغ الهواء الذي يحتاجون تنفسه |
Sırtım duvara dönükken ve nefes almak için küçük bir odaya ihtiyacım varken belki size birkaç hisse vermiş olabilirim. | Open Subtitles | لربما اعطيتكم يا جماعة بضعة أسهم عندما كنت في حالة عصيبة.. و احتجت قليلاً من المساحة للتنفس |
nefes almak için savaşır, ama alamazsın. | Open Subtitles | ستحارب من أجل التنفس ولكن لن يكون هناك أي نفس |
Bazen yetişkinler nefes almak için biraz zaman isterler. | Open Subtitles | بعض الأحيان الكبار يحتاجون لبعض من المساحة للتنفس |
Eğer uzaylıysa nefes almak için de lâzım olabilir. | Open Subtitles | إذا كان فضائيا، فلربما احتاجه من أجل التنفس. |
Böyle bir günde nefes almak için bile durmak suçtur. | Open Subtitles | يافتيات ! , في يوم مثل هذا انها خطيئة حتى للتوقف من أجل التنفس |