Hala komada, hala tüplerle yaşıyor. Ak ciğeri parçalanmış, Nefes borusunda delik açmışlar.. | Open Subtitles | لم تستعد وعيها وهي تتنفّس بواسطة جهاز ولديها أنبوب داخل القصبة الهوائية ورئتها |
Ama Nefes borusunda bir iz olabilir. | Open Subtitles | ولكن بدا الامر وكأننا يمكن أن يكون هناك خدش على القصبة الهوائية |
-Oksijen azlığı, midede deniz suyu Nefes borusunda köpük. -Klasik boğulma vakası. | Open Subtitles | آه هناك ، انتفاخ الرئتين ، ومياه البحر في المعدة ، ورغوة في القصبة الهوائية ... |
Ayrıca kurbanın gırtlağında ve Nefes borusunda yara yok. | Open Subtitles | . و لايوجد كدماتٌ على القصبة الهوائيّة أو الحنجرة |
Ayrıca kurbanın gırtlağında ve Nefes borusunda yara yok. | Open Subtitles | . و لايوجد كدماتٌ على القصبة الهوائيّة أو الحنجرة |
Nefes borusunda hiç karbon yok. | Open Subtitles | -لا يوجد كربون في القصبة الهوائيّة |
- Nefes borusunda "aradan geçme" olmaz. | Open Subtitles | لا يمكن" التمرير من خلال " القصبة الهوائية |
Nefes borusunda sorun var. | Open Subtitles | إنّها مشكلة في القصبة الهوائية. |
Nefes borusunda bir ur var. | Open Subtitles | لديها ورم في القصبة الهوائية |