Yani, bu adam başkanlığa oynuyor göçmenlerden nefret ediyor ve esasında da aptalın önde gideni. | Open Subtitles | إذا هذا الرجل يريد أن يصبح رئيس ويكره المهاجرين وهو بكل تأكيد احمق |
Çünkü çok parası var ve çocuklardan nefret ediyor, ve kalbi iyi çalışmıyor. | Open Subtitles | لأنه غنيّ ويكره أبنائه، وهو مريض بالقلب |
Kalamar Ward da burada yaşıyor, Kalamar olduğundan Sünger Bob'dan nefret ediyor ve klarnet çalıyor, Hem Kalamar Ward hem de Sünger Bob, Crusty Krab'de çalışıyorlar. | Open Subtitles | وهو غبي بصورة لا تصدق، و(سكويدوار) يعيش هناك أيضاً بالطبع هو سمك صبار ويكره (سبونغ بوب) وهو يلعب "الكلارينت" |
Patronum benden nefret ediyor ve bana hiç ilgi duymayan iki tane seksi erkekle beraber yaşıyorum. | Open Subtitles | عملي مقرف حاليا ..رئيسي يكرهني و اعيش مع شابين |
Benden nefret ediyor ve onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | إنه يكرهني و لا ألومه على هذا |