| Eğer öldürmek nefretine son verecekse durma yap. | Open Subtitles | ان كان قتلي سيمحي الكراهية بداخلك , فهيا اقتلني |
| Görüyorsun ya, erkeklere karşı bütün nefretine karşın, hayatını bir erkeğe borçlusun. | Open Subtitles | لذلك، كما ترى، لكل ما تبذلونه من الكراهية من الرجال، وتبين مدينون لكم حياتك إلى واحد. |
| Bütün o nefretine rağmen gözlerinde birini öldürecek cesaret göremiyorum. | Open Subtitles | لأني قد قتلت من قبل وحتى بمدى الكراهية الموجودة في عينيكِ فأنا أظن بأنه ليس لديكِ ما يكفي من الجرأة لقتل إنسان |
| 17 yy'la birlikte, doğanın boşluktan nefretine bazı garip istisnalar bulundu. | Open Subtitles | بحلول القرن ال17، تم العثور على بعض الاستثناءات الغريبة إلى مقت الطبيعة للمساحات الفارغة. |
| Çocukken babamın yumruğuna ve nefretine maruz kalırken gök yüzündeki hiç kimse araya girmedi. | Open Subtitles | لم يُنقذني أيّ رجل من السماء عندما كنت طفلاً من معاناة مقت و قبضة أبي |
| Bu işkenceyi ilk gördüğünde nefretine odaklandığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أن الطريقة الوحيدة التي جعلتك متماسكاً أول مرة هي تركيزك على الكراهية |
| nefretine bağlısın. | Open Subtitles | تمسكي جيداً بهذه الكراهية |