Seni bir sepete koyup nehir kıyısına götürdü. | Open Subtitles | وهي أخذتك في سلّة إلى ضفاف النهر. |
Cesedi nehir kıyısına götürdün... rıhtımdaki gözcüyü bayıltıp Paine'ni suya attın. | Open Subtitles | اخذت الجثة الى النهر وضربت الحارس على الرصيف ورميت بيين فى المياة |
Ama bu taviz veremeyeceğiniz bir şey ise beni nehir kıyısına götürüp suya daldırın. | Open Subtitles | لكن اذا كان سببا لعدم موافقتك اصحبني الى النهر واغرقني في الماء |
Erkekler, yuvalarını tek başlarına nehir kıyısına kurarlar ve dişilerin gelmesini beklerler. | Open Subtitles | تقيم الـذكور بمفردها على أراضيها بجانب النهر وبعد ذلك تنتظر خروج الإنـاث |
Bazen nehir kıyısına gidip suya baktım. | Open Subtitles | ذهبت الى النهر و ألقيت نظرة على المياه. |
Bee nehir kıyısına gidiyor. - Diğer Autobotlar ile orada buluşacağız. | Open Subtitles | سيذهب مع باقي الأوتوبوتس قابلنا بجانب النهر آخر |