"nektar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرحيق
        
    • رحيق
        
    Renk, koku, nektar ve şekil hepsi çiçeği çekici kılmak içindir. Open Subtitles اللون ، الرائحة ، الرحيق والشكل جميعها لجعل الزهرة لا تُقاوم
    Çiftleşme uçuşuna kadar dolanıyorlar, ancak nektar ya da polen toplanmasına katılmıyorlar. TED فتبقى حول الخلية لحين موعد التزاوج، ولكنها لا تشارك في جمع الرحيق أو حبوب اللقاح.
    Alev ağaçları çiçek açtığında çok miktarda leziz nektar üretir. Open Subtitles عندما تزهر أشجار اللهب، فإنها تنتج كميات كبيرة من الرحيق الطيب اللذيذ.
    Çevrede o kadar çok nektar var ki, zaman geldiğinde tek başlarına yavrularını doyurabilecekler. Open Subtitles هناك الكثير من الرحيق بالجوار بحيث عندما يحين الوقت سيتمكنون من إطعام فراخهم منفردين.
    Polenin gücü, evlât. Daha çok polen, daha çok çiçek, daha çok nektar, ve bizim için daha çok bal. Open Subtitles هذه حبوب لقاح يا فتى، تلقيح أكثر، أزهار أكثر، رحيق أكثر
    Kertenkeleler, öncelikle böcek yiyicileridir ama çiçek açma mevsiminde nektar da toplarlar. Open Subtitles و فى الأساس السـحالى تتغذى على الحشرات لكن أثناء فصل الربيع يتغذون على رحيق الزهور
    nektar böcekleri kendine çeken çiçeklerin özündeki tatlı bir sıvıdır. Open Subtitles الرحيق هو عصير سكري تفرزه الزهرة لتجذب الحشرات
    Zaten bardağım boşaldı. Daha çok nektar gerekiyor. Open Subtitles تعرفين , اشق طريقي بالكأس من أكثر الرحيق المطلوب
    Rengarenk çiçekler, oradan kolayca nektar alınabileceğini çevreye ilan ediyor. Open Subtitles والزهور الزاهية هي واجهة لاعلان أن الرحيق متاح.
    Bal üretim süreci, cesur Polen Avcılarımızın kovana nektar getirmesiyle başlar. Open Subtitles العسل يبدأ حين يجلب ناثروا الطلع الرحيق للقفير
    Bal üretim süreci, cesur Polen Avcılarımızın kovana nektar getirmesiyle başlar. Open Subtitles تبدأ عملية صنع العسل عندما يقوم جنودنا البواسل بإحضار الرحيق إلى الخلية
    Kapıdan çekilin. Kraliyet nektar Kuvvetleri yaklaşıyor. Open Subtitles رجاءً أخلوا البوابة، قوّات الرحيق الملكية تقترب
    Arılara göre bunlar uçak pisti iniş ışıkları gibi onları dosdoğru çiçeğin kalbindeki polen ve nektar kaynağına götürüyor. Open Subtitles للنحل، إنها بمثابة إنارات هبوط للطائرة تُرشدهم مباشرةً صوب الرحيق واللقاح في قلب الزهرة.
    Beyinleri bir bezelye kadar olabilir ama yine de bütün çiçeklerin yerini ve tam olarak ne zaman nektar ürettiklerini hatırlıyorlar. Open Subtitles ادمغتهم قد تكون بحجم حبة البازلاء فقط, ولكن تستطيع أن تتذكر موقع كل زهرة والأوقات المحددة التي تنتج فيها الرحيق.
    Bal arılarım hala bir nektar akışı olduğunu düşünürse kışı atlatır anca. Open Subtitles نحلاتي ستنجو فقط في هذا الشتاء لو أنها ظنت أن الرحيق لا يزال متدفق
    Burada yalnızca sinekkuşlarının 100 farklı türü bulunur ve hepsi de nektar için savaşır. Open Subtitles هنا يوجد اكثر من 100 نوع من طائر الطنان وحده والكل يتنافس على الرحيق
    Her bir çiçekte tek seferde az miktarda nektar bulunur dolayısıyla ilk gelen malı kapar. Open Subtitles كل زهره تحتوى كميه صغيره فى كل مره وبالتالى من يأتى اولاً يحصل على الرحيق
    Bu orkide, Darwin orkidesi olarak bilinir, çünkü bu onun üzerinde çalıştığı ve gördüğünde harika bir tahminde bulunduğu orkide. Görebileceğiniz gibi çok uzun bir nektar tüpü orkideden aşağıya doğru iniyor. TED هذه الاوركيد .. تعرف ب أوركيد داروين لانها التي اجرى عليها دراساته وبنى عليها افتراضاته عند رؤيتها.. يمكنكم ان تروه هنا انبوب الرحيق الطويل الذي يتضايق نحو الاسفل من جهة الاوركيد
    Burnet Güvesi, orkidenin nektar haznesini yokluyor bu sonda sırasında, at nalı biçimindeki polen yığını güvenin uzun hortumuna takılır. Open Subtitles تثقب العثة البنيّة إلى مخزن رحيق السحلبيّة وعندما تقوم بذلك، فإن كتلة من حبوب اللقاح على هيئة حدوة الحصان تمسك بخرطومها الطويل.
    İşte bir nektar toplayıcısı! Open Subtitles هذا جامع رحيق رائع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more