Ve tavsiyesi üzerine, Bayan Nelson'un 29 Eylül akşamı John Waldron'u gördüğünü söylediği noktada, tam tezgahın arkasında durdum. | Open Subtitles | وبناء على نصيحتها، وقفت خلف الطاولة في نفس الموضع حيث اعلنت الانسة نلسن انها رأت جون والدرون في مساء 29 سبتمبر |
Binbaşı Nelson'un sekse düşkünlüğünü sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أسأل عن جنسية (ميجر نلسن) |
Bunlar Charles Nelson'un Harvard Tıp Fakültesi'nden bizimle paylaştığı resimler. | TED | بالنظر إلى هذه الصور التي أرسلها لنا تشارلز نيلسون من كلية الطب في جامعة هارفرد |
Koç Nelson'un bilgisayarında senin de görmen gereken bir şeyler buldum. | Open Subtitles | ماك، وجدت شيء على جهاز الكمبيوتر المدرب نيلسون سترى. |
Bu fotoğraflar, Koç Nelson'un yedi öğrencisine yolladığı e-postanın eklentisiydi. | Open Subtitles | كل الحق. كانت تعلق هذه الصور إلى البريد الإلكتروني التي أرسلت نيلسون إلى سبعة من الطلاب المصارعة له. |
Koç Nelson'un yolladığı e-posta hakkında konuşmak istiyordum. -Ne? | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليكم عن المدرب البريد الإلكتروني نيلسون أرسل لك. |
Bu durumda Nelson'un onları ille de taciz ettiği söylenemez. | Open Subtitles | الأمر الذي يجعل من غير المرجح أن نيلسون في الواقع تحرش به. |
Stella'nın bulduğu timsah kanı, onun, Nelson'un damında bulunduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | دم التمساح وجدت ستيلا يضعه على سطح نيلسون. |
Şahidi var. Doğru ama Koç Nelson'un eşi damda iki kişi gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | قال الحق، ولكن زوجة المدرب نيلسون شاهدت شخصين هنا. |
Damda bulunan talaşla Koç Nelson'un göğüs kılları arasında bulunan talaş birbirinin aynısı çıktı. | Open Subtitles | غير مطابقة للعينة نحن وجدت في شعر الصدر المدرب نيلسون. وأنا مصممة أخيرا الأنواع جاء. |
Vince Nelson'un boynundaki çürüğe o copun yol açtığını düşünüyorum. | Open Subtitles | ضباط المحكمة يكون الهراوات المعدنية. أنا أفكر أن ما جعل كدمة على الحلق فينس نيلسون. |
Nelson'un e-posta adresinden yollayarak intikam almak istemiş. Koç'u kovdurmak istiyormuş. | Open Subtitles | إرسال الصور من عنوان البريد الإلكتروني نيلسون كان في طريقه للحصول على الانتقام. |