Tüpün içindeki gaz yalnızca Neon ise kırmızı renkte parlar. | Open Subtitles | لو كانت الأنبوبة بها نيون فقـط بداخلها ستتوهج بلون أحمر |
erkek alanı. Neon konser posterleri, bir bar, ve tabi ki, çok önemli olan bacaklı lamba. | TED | فيها ملصقات نيون لحفلات الموسيقى٬ مِشرب٬ وطبعا مصباح الرِجل٬ الذي هو مهم جدا. |
Helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
Wachowski'nin senaryosuna göre, aydınlanmış insanın sadece bağlantı kurması ve Matrix'in, bir helikopteri uçurabilmeyi saniyeler içerisinde öğrenmek için Neon ikilik kodunu kırması gerekir. | TED | وفقا للنص الـويشوسكي، فإن على الإنسان المتيقظ فقط أن يربط نفسه ويخترق شفرة النيون الثنائية للمصفوفة ليتعلم كيف يقلع بطائرة هليكوبتر في بضع ثوان. |
Tabii, ben de benimkilere Neon levha asıyorum. | Open Subtitles | . بالتأكيد ، وأنا أضع أضواء النيون على ما عندى |
Yeni bir Neon almışsın, ha? İyi olmuş. | Open Subtitles | سمعت أن لديك لافتة جديدة بمصابيح النيون,صحيح؟ |
Bir depo var. Kapı, Neon ışığının altında. | Open Subtitles | هناك مخزن صغير ابحت تحت الباب عن اشارة نيون |
Helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
Neon, neden onunla gitmiyorsun. Belki ona yardımcı olursun. | Open Subtitles | نيون , لما تذهبين معه , ربما ساعدتيه في شئ |
Wayne Neon'a benzeyen herife, Rita Rudner'a benzeyen kadını dövmesi için para vereceğim. | Open Subtitles | أريد أن أدفع لشبيه واين نيون ليضرب شبيهة ريتا |
Bir isimle bir adresi yanıp sönerek gösteren bir Neon lambası görüyorum, çünkü bu özel rakamların yaptığı... bu çeki hamilinin isim ve adresiyle ilişkilendirmesi. | Open Subtitles | أرى لوحةً بأنوار " نيون " تشير للاسم والعنوان لأنها أرقام مميزة ماذا تفعل ؟ تصل هذا الإيصال |
Efendim, sahilde bir hareketlenme olmuş Liquid Neon yakınlarında. | Open Subtitles | سيدي لقد سمعت عبر الإرسال أن هناك حدث عند الشاطئ " قريب من " ليكويد نيون |
Sarah ve arkadaşıyla Liquid Neon'da dörde kadar eğlendik. | Open Subtitles | لقد إحتفلنا مع " سارة " وصديقتها في " ليكويد نيون " حتى الساعة الرابعة |
Hayır, efendim. Annem Neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
Hayır, efendim. Annem Neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
Bir Neon reklamında elektrikle gaz dolu bir tüp içinde yüklü parçacıklar oluşturulur. | Open Subtitles | في مصابيح النيون تتدفق جسيمات مشحونة في أنبوبة مليئة بالغاز |
Şarap ve bira yazan Neon tabla haçtan daha parlak. | Open Subtitles | حيث نبيذ وبيرة النيون يوقّعان ألمع من الصليب |
Tozlu mikrofon ve Neon ışıkları İhtiyacım olan tek şey | Open Subtitles | فالإسطوانة والمايكروفون وتوهج النيون هم كل ما أحتاجه |
Diğer gözü florasan mavi olarak görüyordu, mavi mor Neon şeklinde parlıyordu. | Open Subtitles | أما للعين الأخرى فبدا أزرق مشع، كان يُحيط المصباح لون أزرق أرجواني كإنارة النيون. |
Neon, Sodyum, şey, Magnezyum, Aluminum, Silicon. | Open Subtitles | النيون والصوديوم والمغنيسيوم و الألومنيوم، السيليكون. |
Sanki kafamın üstünde Neon bir tabela "Suçlu. | Open Subtitles | اشعر وكأنني امشي بوجود لافتة ضوئية على جبيني |
Dondurma satıcısı ile Neon işareti arasında bir şeye benziyordu. | Open Subtitles | كان يشبه كأنه خليط بين بائع الايس كريم والنيون. |
Bunlar çok güzeller. Neon ışıklı böcekler gibiler. | Open Subtitles | شبيها بالفراشات المُضيئه |