"neredeyse tüm" - Translation from Turkish to Arabic

    • تقريباً كل
        
    • تقريبا كل
        
    • تقريبًا كل
        
    • تقريباً كلّ
        
    • تقريبا جميع
        
    • تقريبا كلّ
        
    • عمليا كل
        
    • تقريبا لكامل
        
    • تقريباً كُلّ
        
    Yüzyıllardır yalnız kast içi evlilikler nedeniyle, bu mutasyon başka hemen hemen hiç kimsede yokken neredeyse tüm Vaysiyalarca taşınıyor. Open Subtitles بسبب الزواج من داخل الطائفة على مدى قرون فإن هذه الطفرة يحملها تقريباً كل أفراد الفايسيا و لا أحد غيرهم
    neredeyse tüm beyazlar, tüm işleri yürüten Nazilere katılır. Open Subtitles تقريباً كل البيض يتبعون الأخوة الآرية الذين يديرون العرض
    neredeyse tüm detaylar, neredeyse tüm yüzey girinti çıkıntılar korunmuştu. TED وتقريبا كل التفاصيل، تقريبا كل تعقيدات السطح تم الحفاظ عليها.
    Geniş imkanlara sahip harika bir ülkede yaşamalarına, en gelişmiş ilaçlara erişimleri olmasına rağmen neredeyse tüm hastalarım hayatını kaybetti. TED وبرغم العيش في بلد جميلة وثرية، مع إمكانية الحصول على أكثر الأدوية تطورًا، تقريبًا كل فرد من مرضاي لقي حتفه.
    Ama galiba, neredeyse tüm gerçeği anlatmayı becerdim. Open Subtitles لكن أعتقد بأنّي نجحت في قول تقريباً كلّ الحقيقة
    neredeyse tüm ruhları bu dünyadan uzaklaştırmanın? Open Subtitles يجبر تقريبا جميع الأرواح من هذا العالم ؟
    Sons of Anarchy Motor Kulübü getirdiği, modifiye ettiği yasadışı silahları East Bay ve çevresindeki, neredeyse tüm sokak çetelerine satıyor. Open Subtitles نادي ابناء الفوضى للدرجات يستورد ويعدل ويبيع أسلحة غير قانونية إلى تقريبا كلّ عصابة شوارع في وحول الخليج الشرقي
    neredeyse tüm okullar bu tipteki spor şubelerine tonla para döküyorlar. Open Subtitles علاوة على هذا,تقريباً كل مدرسة في البلاد يديرون برامجهم الرياضية بخسارة حادة
    90'ların sonundaki neredeyse tüm filmler? Open Subtitles تقريباً كل فلم صُنع في أواخر التسعينيات؟
    Bu zehirli gaz, karada hayatta kalan neredeyse tüm bitki ve hayvanları öldürdü. Open Subtitles قتل الغاز السام تقريباً كل النباتات و الحيوانات المتبقية على اليابسة.
    Ortalama bir dedektif yıllarını şüphelilere göz dikerek geçirince neredeyse tüm yüz kombinasyonlarını görmüş oluyor. Open Subtitles بعد سنوات قضيتها بالتحديق في المشتبه بهم، المحقق المتوسط قد صنف تقريباً كل مجموعة من المزايا الوجهية
    Pamela Ronald: Peki, ticari açıdan anlaşılması gereken en önemli şeyden biri de gelişmiş dünyada, Birleşik Devletlerdeki çiftçiler, organik veya geleneksel neredeyse tüm çiftçiler, tohum şirketleri tarafından üretilen tohumları satın alıyor. TED باميلا رونالد: حسناً بخصوص الجوانب التجارية شيء واحد مهم فعلاً لنفهمه وهو أنه في العالم المتطور، المزارعون في الولايات المتحدة، تقريباً كل المزارعين، سواء العضويين أو التقليديين يشترون البذار التي تنتجها شركات البذار
    Orada bulunan neredeyse tüm adamlar bizdendi. Open Subtitles و تقريباً كل شخص هناك كان من رجالنا
    neredeyse tüm aşıları buzdolabı soğukluğunda saklamamız gerekli. TED تقريبا كل التلقيحات يجب حفظها في درجة حرارة الثلاجة.
    Güvendiği sağkollarına neredeyse tüm dağıtımları denetlemesine izin vermiş. Open Subtitles يسمح كان كادر صغير من مساعدي موثوق للإشراف تقريبا كل المعاملات.
    neredeyse tüm hastalarım sigara içiyordu veya eski içicilerdi ve çoğunun sigarayla tanışması çocukluklarında veya gençliklerinde olmuştu. TED تقريبًا كل مرضاي كانوا مدخنين، أو مدخنين سابقين، وبدأ معظمهم التدخين عندما كانوا أطفالًا، أو في السنوات الأولى من المراهقة.
    neredeyse tüm ceza adaleti sistemleri bozuk ve yozlaşmış başlarlar fakat sert kuvvet ve kararlılık ile dönüştürülebilir. TED تقريبًا كل نظم العدالة الجنائية، بدأت مع بعض الخلل والفساد، لكن يمكن تحسينها بواسطة الجهود الحثيثة والإلتزام .
    Evet. Kötü yarımın neredeyse tüm pisliklerini temizledim. Open Subtitles أجل، عالجت تقريباً كلّ أخطاء نصفي الشرّير...
    Havadan geçen neredeyse tüm sinyalleri izler. Open Subtitles -إنّه يراقب تقريباً كلّ إشارة تعبر في الهواء .
    Onları terk çünkü neredeyse tüm müvekkillerinin şikayet etti. Open Subtitles اشتكى تقريبا جميع زبائنها أنها ملقاة لهم.
    Puebla'daki otobüs garini ve neredeyse tüm otelleri de arastirdik. Open Subtitles (الحافل، مركز الحافلات في (بويبلا و تقريبا كلّ فندق موجود هناك
    neredeyse tüm Metropolis bizim çıktığımızı düşünüyor. Open Subtitles (عمليا كل (ميتروبوليس يعتقدون أننا نتواعد على أية حال
    Kevin, bu kısım neredeyse tüm derginin parasını ödüyor. Open Subtitles كيفين, هذا القسم يدفع تقريبا لكامل الصحيفة...
    neredeyse tüm seri katiller yola böyle çıkarlar. Open Subtitles يَبْدأُ تقريباً كُلّ القتلة المحترفون ذلك الطريقِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more