Netflix bunu yaptığında, işlerini dönüştürmek için tamamen yeni bir yolun kilidini açtı. | TED | عندما فعلت شركة نتفليكس هذا، فتحوا طريقًا جديدًا لتغيير نشاطهم التجاري. |
Netflix gerçekten harika tavsiye algoritmasıyla bilinir ve bunu geliştirecek kişi için 1 milyon dolarlık ödül koydular | TED | تُعرف نتفليكس بخوارزمية اقتراحات رائعة، وقد قدمت جائزة بقيمة مليون دولار لمن يستطيع تحسينها. |
Kablolu yayın izleyebilir oyun oynayabilir Youtube'da takılabilir ya da Netflix izleyebilirsin. | TED | يمكنك مشاهدة التلفاز،يمكنك أن تلعب الألعاب الإلكترونية،مشاهدة اليويتوب، أو يمكنك مشاهدة نيتفليكس. |
'Pragmatik Kaos' diğer Netflix algoritmaları gibi aynı şeyi yapmaya çalışıyor. | TED | والخوارزمية تلك هي مثل خوارزميات نيتفليكس Netflix وهدفها مهمة واحدة فقط |
Evet, hoş bir akşam yemeği, rahat bir gece ve belki Netflix izlemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | - أجل، أفضل تناول عشاء طيب - وأقضي الليلة مستريحًا بالبيت وربما أشاهد شيئًا على نتفلكس |
Cidden şu Netflix şifreni versene. | Open Subtitles | ؟ أكسل؟ - بحق، أريد كلمة سر نتفلكس الخاصة بكِ - |
Netflix'teki sıralanmamızda buldukları efsane bir mücadelenin bizim gelecek tutkulu raflarla teşvik edici rafların arasında yaşandığını keşfettiler. | TED | ما اكتشفوه هو أن في قوائم نت فليكس الخاصة بنا يجري صراع ملحمي بين أنفسنا الطموحة المستقبلية وأنفسنا المندفعة الراهنية. |
Ama Netflix yapılan geliştirmelerin sadece aşamalı olduğunu keşfetti. | TED | ولكن وجدت نتفليكس أن الاقتراحات كانت تزايدية فقط. |
Ve bunu onaylayıp doğruladıklarında, Netflix çok basit ama çok etkili bir şey yapmaya karar verdi. | TED | وعندما تأكدوا من ذلك قررت نتفليكس عمل شيء بسيط، ولكنه مؤثر. |
Bir anlık hevesle, şehir bütçesini boşaltabilir ya da Netflix başkanlık hesabımı alıp götürebilir. | Open Subtitles | خلال حماسٍ مفاجئ بإمكانه استنزاف ميزانية المدينه أو يأخذ حسابي البلدي في نتفليكس |
Kuruntu yapıyorsun. - Netflix'e ve anneme ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل هذا في خيالك فقط اريد فقط نتفليكس وامي |
Netflix'in başkanı geçenlerde şöyle söyledi, "En büyük rakiplerimiz Facebook, YouTube ve uyku." | TED | هل تعرفون لقد قال مدير نتفليكس التنفيذي "أن أكبر منافسينا هم فيسبوك، واليوتيوب، والنوم" |
Şimdi ise Netflix'te bir televizyon programı oluyor. | TED | وسوف يصبح عرضًا تليفزيونيا على شبكة "نتفليكس". |
Eğer "Netflix Kültür Sunumu"nu Google'da aratırsanız, çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız. | TED | ولوقمت بالبحث عن منصة نيتفليكس على جوجل، سترى تلك القائمة المفاجئة تمامًا التي تلوم موظفيك، |
Netflix'in akıllı algoritmalarını yaparken çok değişik bakış açılarından yararlandın. | TED | لقد قمت بإتخاذ الكتير من الواقف المُفاجئة تجاه بناء حلول حسابية ذكية في نيتفليكس. |
Bence Netflix'in bu kadar başarılı olmasının sebebi, veriyi ve beyni süreçte olması gerektiği yerde kullanmaları. | TED | وهذا ما يجعلني أعتقد أن نيتفليكس كانت ناجحة جداً، لأنهم استخدموا البيانات مع الأدمغة في المكان المناسب من العملية. |
Sanırım artık Netflix alma zamanı geldi. | Open Subtitles | أتعلم، ربما يبدو وقتًا مناسبًا ''للاشتراك بقناة ''نيتفليكس. |
Spinderella, dostunun Netflix izleme listesini silmezdi! | Open Subtitles | سبينديرلا لن تخترق ترتيب حساب أخ في نيتفليكس |
Sonra oynadı sanırım. Netflix'den araştırabilirsin. | Open Subtitles | قبل، أظن أنه عليك البحث في "نتفلكس". |
Netflix de ne lan? | Open Subtitles | ماهي نتفلكس بحق السماء ؟ |
Netflix ORİJİNAL DİZİSİ | Open Subtitles | مسلسلات نتفلكس الاصلية |
Ve Netflix'deki sıralanmalara bakıyorlardı, ve bir çoğumuzunda farkına vardığı komik bir şeyin farkına vardılar, bizim evlerdeki bazı filmler düzeniğinde hızlıca girer ve çıkar. | TED | وقد كانوا ينظرون إلى قوائم نت فليكس، ولاحظوا أمرا مضحكا نوعا ما الكثير منا لاحظه، هو أن هناك أفلام تندفع نوعا ما نحو الأعلى وخارجا إلى بيوتنا. |
Ardından geriye sadece acı, pişmanlık ve şifresini bile hatırlayamadığın bir Netflix hesabı kalacak! | Open Subtitles | و اشتراكك بـ "نت فلكس" الذي لا تعرفين كلمةَ المرور له! |
Ve tabii ki Netflix ve Amazon'da öneriler hazırlanırken arka planda YZ çalışıyor. | TED | وبالطبع يوجد في نيتفلكس وأمازون، حيث يعمل في الخلفية لتقديم الاقتراحات لك. |