"nevrotik" - Translation from Turkish to Arabic

    • عصبي
        
    • عصبية
        
    • عُصابي
        
    • عصابية
        
    Zelig bir psikozlu muydu, yoksa... yalnızca nevrotik bir rahatsızlığı mı vardı? Open Subtitles السؤال كان ، هل زيليق مريض نفسي.. أم مجرد خلل عصبي حاد
    Yani, l takıl insanların bir sürü yok, yana gerçekten çok söylemez Bebeğim, gelen, ve sonra gerçekten nevrotik whitelighter. Open Subtitles أعني ، ليس لدي عدد كبير من الناس لأتسكّع معه عدا عن طفلي الذي لا يقول الكثير و أيضاً لدي مرشد أبيض عصبي
    Atletik, kendinden emin, sadece, nevrotik değil, Open Subtitles الواثق الرياضي، غير مصاب بمرض عصبي تماما،
    Ama biraz nevrotik olmuştur sadece çünkü belki, ben doğru değilim anlamına gelmez. Open Subtitles ولكن لمجرد أنني كنت عصبية قليلا ربما هذا لا يعني أنني لست محقة
    Evet ama deli değil işte. Doktorlar nevrotik olduğunu söylüyor. Open Subtitles لا ، لكنها ليست مجنونة يقول الأطباء إنها عصبية
    Ailesini dünya gezisine çıkaran nevrotik bir kaptan babayı oynayacaksın. Open Subtitles ستلعب دور أب عُصابي يقود عائلته في جولة بحرية حول العالم
    - Biraz nevrotik yapmışsın. - Biraz öylesin ama, değil mi? Open Subtitles جعلتني عصابية قليلاً - أجل إنتِ عصابية بعض الشيء، أليس كذلك؟
    Son derece ayartıcı, çoğunlukla haklı ve takıntılı bir nevrotik. Open Subtitles انه مغر بشكل هائل ، و هو عصبي بشكل مفرط
    Entelektüel, nevrotik, kendinden nefret eden yahudi. Open Subtitles شخص يهودي ، مفكر ، عصبي ، مثير للإشمئزاز
    Evet ve kendisinde klasik nevrotik kişilik bozukluğu var. Open Subtitles نعم، ولديه إضطرابٌ عصبي لشخصيته الكلاسيكية
    Bir şekilde gülümsetiyor beni. Fena halde nevrotik. Open Subtitles بطريقة تجعلني أبتسم , عصبي جداً
    Adam resmen nevrotik. Open Subtitles الله يعلم أنه رجل مصاب بمرض عصبي
    Artık durulmuştun. nevrotik semptomlar geride kalmıştı! Open Subtitles تقول بأنك نضجت و لا يوجد لديك أي وسواس أو عصبية
    Öğretmenin nevrotik olmak için maaş alıyor. Sınıfta rahat rahat konuşuyorsun değil m? - Konuşuyor musun? Open Subtitles معلمتك , يتم الدفع لها لتكون عصبية أنتَ تتكلم في الصف , صحيح ؟ اجل ؟
    Şimdi, bana gösterimin başarısının, kendini önemli gören nevrotik, dengesiz bir kadına bağlı olduğunu mu söylüyorsunuz? Open Subtitles -التنسيق ، الجحيم هل تعنى أن تخبرنى أن نجاح برنامجى يعتمد على شخص واحد ، أنثى ذاتية ، عصبية المزاج ؟
    Peki, biraz daha çabalayıp Burke meselesini atlatmana yardımcı olabilirim ya da bencil ve nevrotik olup kendi sorunlarımdan bahsedebilirim. Open Subtitles حسنا ,يمكننى ان احاول اكثر لأجعلك تنفتحى وتتعاملى مع مسأله "بورك" هذه أو يمكننى أن أكون عصبية وأنانية وأتحدث عن مشاكلى.
    -Biraz nevrotik değil mi diye soruyor? Open Subtitles - أعتقد بأنه يقصد بقوله هل كانت عصبية قليلاً ؟
    Her şeye alerjisi olan nevrotik bir adamı anlatıyor. Open Subtitles يحكي عن رجل عُصابي حساس تجاه كل شيء
    Şişman, nevrotik bir manyağa dönüşmeni istemem. Open Subtitles أنا لا أُريدَك أَنْ تُصبحي سمينة، ذات نزوة عصابية.
    Ne de olsa sonuçta Connecticut'tan şımarık, bencil, nevrotik bir kızsın ve kesinlikle bunun hakkında bir fikrin yok... Open Subtitles لست سوى فتاة مدللة أنانية عصابية من (كونكتيكت) لاتعرف كيف...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more