"nezaketen" - Translation from Turkish to Arabic

    • مجاملة
        
    • باب المجاملة
        
    • كمجاملة
        
    • فقط من باب
        
    • سبيل المجاملة
        
    • باب اللباقة
        
    • وكخدمةٍ منهم
        
    • مُجاملة
        
    • من بابِ اللباقة
        
    • باب المُجاملة
        
    Biliyorsun, bu insanlar toplum için kurbanlar için, alehlerinde tanıklık yapanlar için nezaketen kayıt altına alınır. Open Subtitles تعلمين ان هؤلاء الناس مسجلين مجاملة للمجتمع للمجني عليه الناس الذين شهدو ضدهم.
    Eski kocama nezaketen, sesimi de beğeniyorlar. Open Subtitles وقد ابدوا اعجابا بصوتي مجاملة لزوجي السابق
    En iyi teknik adamımı, nezaketen bile bana danışmadan aldın ben bunu destek ekibinden öğrendim. Open Subtitles أخذت أفضل تقني للعمليات لدي ولا حتى إتصال مجاملة وكان علي أن أعرف ذلك من الدعم الفني
    En azından bana nezaketen bir cevap verebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تجيبني على الأقل من باب المجاملة
    Sizin takdirinize nezaketen sözleşmeyi size de göndermekten mutluluk duyarım. Open Subtitles سيسعدني أن أقدم لك عقداً إحتجازي يصل إلى سريتك كمجاملة
    Size nezaketen karışmıyorum dedektif, ama o binaya girecek olursanız, sizi barikatın diğer tarafına koyarım! Open Subtitles أنا أدعك تبقين إزاء مجاملة لكن حاولت دخول القبو سأضعك في الطرف الآخر من الحاجز
    Dedektif, bu sadece nezaketen arama. Open Subtitles إنصت إليّ حضرة المحقق فذلك الإتصال مجاملة لك
    Geçmişte cadılara yardım ettiğin için seninle nezaketen buluştuk. Open Subtitles لقائنا بك أصلًا مجرّد مجاملة لأنّك كنتَ صديقًا للساحرات في الماضي.
    nezaketen aradım ama her zaman yardımını kullanabiliriz. Open Subtitles إعتبرها مجاملة لكن، حسنا، نحن دائماً نستفيد من مساعدتك
    Eğer yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma dışında buraya gelirsen nezaketen toparlanmam için zaman verirsin. Open Subtitles إذا كنت قادما هنا لتبرم صفقة ملزمة قانونا، هل يمكنك أن تقدم لى مجاملة لأختيار وقت مناسب.
    Ben yasal işlem yaptırmadan önce nezaketen yapılan bir görüşme. Open Subtitles هذا لقاء مجاملة قبل ان اجلب الاجراءت القانونية
    Danny, bu kurulda söz hakkın olabilir ama bu sadece nezaketen. Open Subtitles "داني"، قد يكون لك رأي ضمن مجلس الإدارة، لكنها مجرد مجاملة.
    nezaketen sorayım dedim zaten. Open Subtitles اعتقدتُ أنّ عليّ سؤالكِ منْ باب المجاملة.
    Bu sadece nezaketen bir ziyaret ki işi değerlendirebilsin. Open Subtitles هذه الزيارة من باب المجاملة لترى كيف ستكون الأمور
    Buraya nezaketen geldim... 1991 yılında Irak'ta neler yaşandığını biliyorum. Open Subtitles لقد أتيت إلى هنا فقط من باب المجاملة أعلم ما حدث في العراق سنة 1991
    nezaketen, ödediğin parayı da geri vereceğim. Open Subtitles كمجاملة سأعيد كامل العربون الذي دفعته لي
    nezaketen, davaya bir kopyasını sunuyorum. Open Subtitles كمجاملة أقوم بتزويد محامى الإدعاء نسخة
    Şimdi senin de nezaketen de olsa yanımda olman gerekmez mi? Open Subtitles ألا يفترض أن تكوني في صفي لما تبقى من اليوم فقط من باب المجاملة؟
    Müvekkilim burada nezaketen bulunuyor. Open Subtitles برفق أيّتها المحققة فموكّلتي هنا على سبيل المجاملة
    Sana nezaketen soruyorum. Open Subtitles إني أخبركِ بالأمر من باب اللباقة
    Röportaj bittikten sonra, Kanal 12, izleyemeyenler için bütün görüntüleri nezaketen son bir kez daha yayınladı. Open Subtitles ، وعندما انتهت المقابلة ، القناة 12 وكخدمةٍ منهم للذين فاتتهم المشاهدة أعادوا بث شريط الفيديو كاملا لآخرة مرة
    Ben ve adamların nezaketen son ağırlama için, köye gidiyoruz, uf... Open Subtitles أنا و الرجال سنتوجه للقرية.. من أجل ليلة أخيرة من الضيافة.. مُجاملة من...
    - Sana nezaketen şerif diyorum. Open Subtitles -أدعوكَ ب"المأمور" من بابِ اللباقة .
    Polis memuru, sırf nezaketen bıraktı bizi. Open Subtitles إنّ صديقنا يُخبرنا من باب المُجاملة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more