"nişanlıymış" - Translation from Turkish to Arabic

    • مخطوباً
        
    • مخطوبة
        
    • مخطوبان
        
    Sizin şu hep şakasını yaptığım Edward Ferrars beş yıldır Lucy Steele ile nişanlıymış. Open Subtitles ادوارد فيرارز الرجل الذي كنت أمازحك عنه كان مخطوباً طوال هذه الخمس سنوات إلى لوسي ستييل
    Sosyete dergisi editörü Rose Smith ile nişanlıymış. Ta ki 6 hafta önce nişan bozulana dek. Open Subtitles (كان مخطوباً إلى رئيسة تحرير مجلة (سوساييتي روز سميث) حتى 6 أسابيع مضت)
    27 yaşındaymış, nişanlıymış. Open Subtitles عمرها 27 عاما, مخطوبة وكادت ان تتزوج,
    İlk kurban Dee Brown nişanlıymış ve İngilizce dersi verdiği Japon okulunda ölü bulunmuş. Open Subtitles الضحية الأولى - دي براون كانت مخطوبة و ستتزوج قريباً عندما تم العثور عليها ميتة
    Senin annen ve benim babam bir zamanlar nişanlıymış. Open Subtitles أمك ,ابى كانا مخطوبان ذات يوم
    Vega iltica ettiğinde annesi ile nişanlıymış. Open Subtitles كان (فيغا) وأمّها مخطوبان عندما انشقّ.
    Anladığım kadarıyla Gonzalez nişanlıymış. Open Subtitles على حد علمي، لقد كان (جونزالز) مخطوباً ليتزوّج
    Çalışmaya başladığında nişanlıymış, her şey istediği gibi gidiyormuş. Open Subtitles عندما إنضم للتجربة، كان مخطوباً... كلّ شيء على ما يرام. -أين هو الآن؟
    Kız nişanlıymış. Open Subtitles لقد كانت مخطوبة
    Daisy evlenmeden önce, Bruce Adler adında biriyle nişanlıymış. Tarihe bak. Open Subtitles إذن (ديزي) كانت مخطوبة من قبل لرجل اسمه (بروس ألدر)
    Ve o dönemde Mark Rothman'la nişanlıymış. Open Subtitles بينما كانت مخطوبة لهذا الرجل (مارك روثمان)
    nişanlıymış. Open Subtitles انها مخطوبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more