| Nicki'yle sen asla kat'a bir araya gelemeyeceksiniz. | Open Subtitles | أنت ونيكي أبدا، أبدا، أبدا ان ترجعوا لـ بعض |
| Evet, Justin'le Nicki epey ciddi. | Open Subtitles | نعم, جاستن ونيكي هم... هم جادون في علاقتهم |
| Dostum, Nicki'yle arandakiler bitti. | Open Subtitles | ياصاح , انت ونيكي انتهت علاقتكم |
| Az sonra, Nicki Brand'la Duygusal Kurtarma Şovu devam edecek. | Open Subtitles | سوف نعود مع نيكي براند وعرض انقاذ المشاعر فقط خلال دقيقة |
| Nicki'nin, eskiden J. Crew mankeni olan bir arkadaşı. | Open Subtitles | فقط شخص يعمل مع نيكي والذي اعتاد أن يكون عارض أزياء |
| Nicki'yle daha çabuk yakınlaşamazdım bile. | Open Subtitles | مع نيكي, أنا لا أستطيع الاقتراب بالسرعة الكافية |
| Burada Bling Ring'e ilişkisi yüzünden otuz gün mahkûm edilen ve hücreyi kurbanlardan Lindsay Lohan'la paylaşan Nicki Moore'la birlikteyiz. | Open Subtitles | نحن هنا مع (نيكي مور) التي قضت 30 يوما عقوبة بسبب تورطها مع (بلينغ رينج) وشاركت الزنزانة مع أحد ضحاياها (ليندسى لوهان) |
| Nicki'yle olanlar... | Open Subtitles | مع كل شيء يجري مع نيكي |
| Yoksa Nicki'nin sonsuza dek arkadaş bölgesinde kalacaksın. | Open Subtitles | والا سوف تعلق في منطقة الصديق مع (نيكي) للأبد |
| Nicki'nin arkadaş bölgesinde değilim. Siri'ye bakalım. | Open Subtitles | انا لست في منطقة الصديق مع (نيكي) ، حسنا ؟ |
| Siri, Nicki'nin arkadaş bölgesinde miyim? | Open Subtitles | (لنجرب (سيري سيري) هل انا في منطقة الصديق) مع (نيكي) ؟ |
| İyi arkadaşımız Danny, Nicki'ye motosiklet numarasını yapmış. | Open Subtitles | صديقنا الطيب (داني) قام بخطوة الدراجة النارية (مع (نيكي |
| Nicki'yle sevişmenin tek yolu önce seni bayıltıp sonra tavandan halatla asmak kızın vücudunun üstünde seni aşağı yukarı çekmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لممارستك الجنس (مع (نيكي ستكون لو انني ضربتك وبعد ذلك علقتك في السقف بطريقة الحبل والبكرة |