"nijerya'daki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في نيجيريا
        
    Okoloma, 2005 Aralık'ta Nijerya'daki meşhur Sosoliso uçak kazasında öldü. TED توفي أوكولوما بتحطم طائرة سوسوليسو المريع في نيجيريا ديسمبر 2005.
    insanlarin kacirildigi ve petrolun geldigi yer o petrol ki bazen Nijerya'daki herkezi cildirttigini dusunuyorum TED يتم إختطاف الناس، وحيث يُستخرج النفط، النفط الذي في بعض الأحيان كما أعتقد يحركنا كالمجانيين في نيجيريا.
    Nijerya'daki bir memurdan, milyonları idare etmek için bir kaç bin dolar gerektiğini anlatan mektuplar alıyorsunuz. Open Subtitles حيث تتلقى رسالة من مسؤول في نيجيريا يطلب فيها بضعة آلاف للمساعدة
    Bu kaset, Nijerya'daki bir Barış Gücü çalışanı tarafından çekildi. Open Subtitles تم تسجيل هذا الشريط من قبل شخص في فيلق السلام في نيجيريا.
    Hayır, Nijerya'daki kızlara okul yapmak için satılmamış kitaplardan kağıt hamuru yapıyorlar. Open Subtitles لا، أنهم يستخدمون الورق المعاد تدويره من الكتب الغير مباعة لـبناء مدارس للبنات في نيجيريا
    24 saat önce silahlı bir grup Nijerya'daki Benin City'nin 128 km kuzeybatısına saldırmış. Open Subtitles قبل 24 ساعة، مجموعة مسلّحة هجموا على مدرسة بنات تبعدُ شمال مدينة بنين، في نيجيريا
    Fakat çalışanlarımdan birisi oldukça üzgündü çünkü Nijerya'daki haber ajanslarından birisi konuşmamla ilgili bir hikaye yazmışlardı. Ve bu haber ABD'nin tüm şehirlerine yayılmıştı. TED والأمر في النهاية كان أن موظفي في المكتب كانوا منزعجين لأن واحدة من وكالات الأنباء في نيجيريا قد كتبت قصة عن خطابي وتم طبعها في مدن في كل أنحاء الولايات المتحدة.
    Gördüğüm bir çalışma, Afrika'nın en yoksul ülkesi olan, çarpıklaşmanın, şiddetin ve yozlaşmanın eksilmediği Nijerya'daki kadınları, Kuzey ABD'deki kadınlarla karşılaştırıyordu. TED قرأت دراسة ذات مرة تقارن بين النساء في نيجيريا إحدى أكثر البلدان الأفريقية فوضى وعنفاً وفساداً وفقراً من ضمن البلدان الأفريقية، بالنساء في أمريكا الشمالية.
    Sonuçta şimdi bu fotoğrafları alıyoruz -- sabah kalkıyorsunuz ve Nijerya'daki bu çocukları görüyorsunuz ve Uruguay'dakileri görüyorsunuz bilgisayarlarıyla ve Moğolistan'dakileri. TED اذا, بالنظر الى هذة الصور -- حيث ترون الاطفال في نيجيريا وفي الاوراغواي يحملون كمبيوتراتهم, وفي مانغوليا ايضاً.
    Görevini gizli tutmak konusunda sıkıntı yaşıyordu çünkü Nijerya'daki ailesini örgüte karşı uyarmak istiyordu ama-- Open Subtitles واجه صعوبة في حفظ الهدوء لأنه أراد أن يحذر عائلته الممتدة في نيجيريا حول الخلية الارهابية، ولكن ...
    Bunlar eski resimler ya da cok fakir ve ezilmislerin resimleri degil bu buyuk bir hastane. Aslinda, bu Nijerya'daki buyuk akademik hastanelerden biri TED هذه ليست صوراً قديمة وهذه ليست لبعض المضطهدين-- هذه مستشفى كبيرة. في الواقع، إنها من أكبر المستشفيات التعليمية في نيجيريا.
    (Gülüşmeler) Etkili Nijeryalılar bizlerin toy olduğunu, Nijerya'daki politik durumu anlamadığımızı söylüyorlardı. TED (ضحك) وكانت تقول لنا شخصيات نيجيرية من ذوي النفوذ في ذاك الوقت بأننا كنا سذّج، ولم نفهم الأحوال السياسية في نيجيريا.
    Nijerya'daki İslam Devleti'ne vermek üzere 5,000$ nakit aldın. Open Subtitles إنّك تأخذ خمس آلاف دولار نقدًا إلى دولة الخلافة في (نيجيريا)
    O para müvekkilimin beyan ettiği gibi uçak bileti için miydi, yoksa muhbirin istediği gibi Nijerya'daki cihatçılar için mi? Open Subtitles هل تلك الأموال من أجل تذاكر الطائرة كما يقول موكّلي أو هي موجّهة لجهاديين في (نيجيريا) كما يدعي المخبر؟
    Nijerya'daki ölü sayısını gördünüz mü? Open Subtitles أرأيتم المذبحة التي وقعت في (نيجيريا)؟
    Nijerya'daki kızlar. Open Subtitles الفتيات في (نيجيريا)
    Afrikalıların yedide biri Nijeryalıdır, bu nedenle herkes Nijerya'daki cep telefonu pazarına girmek ister. MTN firması geldiği zaman mobil hizmeti, benim Birleşik Devletlerde aldığım veya insanların İngiltere'de veya Avrupa'da aldıkları gibi satmak istediler. pahalı aylık tarife ücretleri, telefonu alıyorsun, fazlalıkları ödüyorsun ücretler tarafından öldürülüyorsun ve bu planları çöktü ve yokoldu. TED واحد من كل سبعة أفارقة هو نيجيري وهكذا الكل يريد الدخول إلى سوق الهواتف المتنقلة في نيجيريا. وعندما أتت MTN، أرادوا أن يبيعوا خدمة التنقل كالتي أحصل عليها أنا في الولايات المتحدة أو مثل ما يحصل الناس عليه هنا في بريطانيا أو في أوربا الخطط الشهرية المكلفة، تحصل أنت على هاتف وتدفع الفائض فتقتل الرسوم -- فاحترقت خطتهم وتحطمت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more