Geçenlerde Nike, Meksika'da bir kampanya başlattı hem de adı, Terine Paha Biç. | TED | في المكسيك، قامت شركة نايك بإدارة حملة مؤخرا تسمى، حرفيا ارهق نفسك. |
Bir düşünün Nike ayakkabıların içinde sensörler var ya da Nike Yakıt Bileziği kullanıyorsunuz. Bunlar hareketlerinizi, enerjinizi ve kalori tüketiminizi takip ediyor. | TED | لذلك تفكر حول الأمر أحذية نايك تلك لديها مجسات أو أنك ترتدي حذاء نايك الـ فويلباند والذي يتعقب حركتك، وطاقتك، وحرقك لسعراتك الحرارية. |
Buradaki olay şu: Bu aslında Nike topluluğuna katılmayı seçtiğiniz adım oluyor. Hem de satın alarak. | TED | والذي يحدث هنا هو، هذا ما بالفعل ما قد انتخبك لتنضم لمجتمع نايك. لقد اشتريت نفسك لتدخله. |
Nike T-shirtlerdir. hepsi de birbirine benziyor. | TED | هي قمصان ماركة نايكي التي تقريبا يطابق كل واحد منها الآخر. |
Bu senin şanslı günün. Nike grubunu az önce gördüm. | Open Subtitles | هذا يوم سعدك لقد رأيت الفريق من نايكي يخرج من المصعد |
- Seninle konuşmalıyım. Nike'dan aradılar. | Open Subtitles | سوف يكون هناك ، مع السلامة يجب ان اتحدث معك ايضا ، لقد كان المتصل شركة نايكي |
Nike, tam anlamıyla kadın gücünü temsil ediyor. | Open Subtitles | أعرف ذلك نايك أحدث قوة للدخول لقلب المرأه هل انت متاكد انك تريد الحصول عليهم؟ |
Evet Frank ama inan bana Nike'ın kendi mağazaları var, NBA'in kendi mağazaları var. | Open Subtitles | . نايك عِنْدَها مخازنُها، إن بي أي عِنْدَهُ مخازنُه الخاصةُ . يَقْطعُ في هو فقط المؤقت مع ذلك. |
13:00'de Ulusal Vahşi Hayat, 14:00'de yeni Nike Kampüsü turu, ve bu geceki konuşmanız. | Open Subtitles | كانت لدينا جولة بحرم نايك الجامعى ومنفعة الحياة الوطنية البرية وخطابك الليلة |
Nike, ah , dinle Tom..bana bir iyilik yapabilir misin ? Tv rehberini kaybettim. | Open Subtitles | نايك ,اسمع توم هل تستطيع ان تؤدى لى خدمه لقد فقدت دليل التلفاز |
Herif onu siyah kumaştan tekerlekli bir Nike çantada taşıyor. | Open Subtitles | الرجل سيكون هناك مع شنطة نايك سوداء وضخمة |
Adamın elinde siyah bir Nike spor çanta var. | Open Subtitles | الرجل سيكون هناك مع شنطة نايك سوداء وضخمة |
Neyse Nike Cuma günü hastanede olacak. | Open Subtitles | على أية حال، حفل نايك التأبيني يوم الجمعة. |
Nike işini aldık, ekibimizde birine ihtiyaç var. | Open Subtitles | كما تعلمين فلقد حصلنا على اعتماد نايكي ولدينا وظيفة شاغرة في فريقنا |
Beyaz Adidas giyiyorsun. Şimdi Nike revaçta. | Open Subtitles | لبست أديداس أبيض والجميع يعرف أن الماركة نايكي |
Hiçbir şey Nike'ın yerini tutamaz. Ivory'ye sor. Preacher Man'e sor. | Open Subtitles | لا شيء كعملة رخيصة بجانب حذاء ماركة نايكي اسأل ايفوري، واسأل الكاهن |
Boobie bazı salakları yere sererken... ayaklarında siyah Nike'lar olacak. | Open Subtitles | وعندما يهزم بوبي بعض الأغبياء بوبي سيهزمهم وهو يضع حذاء نايكي أسود في قدمه، أليس كذلك؟ |
Evet, ayağımda Nike'larımla onları yere sereceğim... ve gülümseyeceğim. | Open Subtitles | سأهزمهم وبقدمي حذاء نايكي وسأبتسم عندما أهزمهم |
Ferguson'da Nike çalmak için camekan indiren Neil Grossları görmeyi seviyorum. | Open Subtitles | احببت رؤية اصدقاء نيل غروس في فيرغسون يحطمون الزجاج ليسرقوا من متجر نايكي |
Dedem en son Süper Kupa (Super Bowl) için Nike'ın krampon bastığını görmedi ve babam da beni melez 3B ile basılmış ayakkabılarımla görmedi. | TED | لم يسع لجدي أن يرى "نايكي" تطبع الأحذية المسامير لل"سوپر بول" الأخير، ولم يسع لأبي أن يراني واقفا في حذائي المهجن المطبوع بأبعاد ثلاثة. |