Bu harita toplam büyüklük olarak nispeten küçük ve bu yüzden yine de katlanır harita olarak tutabileceğiniz ya da bir otobüs durağında makul ölçüdeki bir reklam alanında gösterebileceğiniz bir şey. | TED | الخريطة بشكل عام صغيرة نسبياً ليمكن حملها كخريطة قابلة للطي أو عرضها بحجم معقول في صندوق عرض في محطة الحافلات |
Bunun bize gösterdiği şey, görünürde çok sayıda ihtimale sahip belirli şekiller, nispeten küçük bir setten de ortaya çıkabilirler. | TED | يوضح هذا لنا أن بعض الأنماط ذات التوقعات الفلكية ظاهرياً يمكن أن تنشأ من مجموعة صغيرة نسبياً. |
Ulaşım için 40 ampul, ısıtma için 40 ampul ve elektrik üretimi için 40 ampul gerekir ve diğer şeyler, bu üç büyük başlıkla karşılaştırıldığında nispeten küçük kalır. | TED | لذا هناك ما يساوي 40 مصباحاً للمواصلات ما يساوي 40 مصباحاً للتدفئة وما يساوي 40 مصباحاً للكهرباء باقي الأمور صغيرة نسبياً مقارنة بالكبار الثلاثة |
Nispeten büyük kurşun atomları, üç boyutlu ve birbirlerine 90 derece olarak düzenlenmişken nispeten küçük kükürt atomları, aralarına düzgünce sığar. | TED | ذرات الرصاص الكبيرة نسبيًا مرتبة في شبكة ثلاثية الأبعاد على بُعد 90 درجة من بعضها الآخر، بينما تتوضع ذرات الكبريت الصغيرة نسبيًا بينها بشكل مناسب. |
- nispeten küçük. | Open Subtitles | -صغيرة نسبيًا . |