"niyetiyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • بنية
        
    • نية
        
    • نوايا
        
    • بقصد
        
    Tasarım niyetiyle dünyayı aklınızda çözümlediğinizde dünya büyülü bir hâl alıyor. TED عندما تحاول فك شفرة العالم بنية التصميم فإن العالم يصبح نوعا ما شيئا سحرياً.
    Onunla oyun oynuyorlar. Bilerek "Satmak niyetiyle taşımak" diyorlar. Open Subtitles أنهم يعبثون بها ، جعلوا القضية حيازة بنية التوزيع
    Nükleer bir bomba patlatma niyetiyle Abydos'a gittin mi? Open Subtitles هل ستذهبوا الى أبيدوس بنية تفجير قنبلة نووية؟
    44 yaşında siyah bir kadın birkaç gram uyuşturucuyla yakalanıyor ve buna bilerek "Satmak niyetiyle taşımak." diyorlar. Open Subtitles أمرأة سوداء في الـ 44 قبض عليها ومعها أقل من أوقيتين يسمى هذا الهراء ، نية توزيع
    Düşmanın niyetiyle ilgili bildiğin daha fazla şeyler de varsa işte şimdi söyleme vakti. Open Subtitles إن كنت تعرف المزيد أيّ شيئ على الإطلاق حيال نوايا العدو، الآن الوقت المناسب لتخبرني به.
    İbrahim, oğlunu kesmek niyetiyle bıçağını kaldırır, kesin ve öldürücü darbeyi vurmak üzeredir, oğul bıçağın tam ağzındayken, bir melek kucağında bir koyun ile gelir ve der ki: Open Subtitles عندما رفع إبراهيم السكين بقصد الذبح عندما أوشك أن يذبح
    Kızınız partiye cinsel ilişki niyetiyle gitmiş. Open Subtitles إبنتكَ ذهبت إلى الحفلة ، بنية ممارسة الجنس.
    Partiye arkadaşlarımla eğlenme niyetiyle gittim... Open Subtitles لقد ذهبت الى الحفلة بنية الاستمتاع مع اصدقائي
    Doğrudan çalma niyetiyle Reddick Boseman müvekkillerinden biriyle buluştunuz mu? Open Subtitles هل سبق لك أن إلتقيت مع زبناء لريديك/بوسمان بنية سرقتهم؟
    Suçunuz satmak niyetiyle uyuşturucu bulundurmak. Open Subtitles ..التهمة هي حيازة مخدرات بنية التوزيع
    Kafan asitle doluyken nakit dolandıcılığı yapma niyetiyle sahte bir isim altında bir Vegas oteline kayıt yaptırmaya hazır mısın? Open Subtitles بأن تسجل في فندق فيغاس تحتإسممستعار... بنية إرتكاب عملية إحتيال بحقيبة مليئة بالمخدرات؟
    Şimdiye dek olay yerine öldürme niyetiyle geldiğine dair bir kanıtımız yok. Open Subtitles حتى الآن ليس لدينا شيء يقول أنه جاء للمشهد بنية القتل " حسناً لدينا تحقق خلفية " بلانت
    İntikamını alma niyetiyle bana yaklaşmış olsa bile ya da Haeshin'i ele geçirmeye çalışmış olsa da. Open Subtitles ، حتى لو تقرب مني بنية الأخذ بالثأر
    Saldırı, saldırı, yaralama niyetiyle saldırı saldırı, saldırı, öldürme niyetiyle saldırı. Open Subtitles تهمتا اعتداء، تهمة اعتداء بنية الإيذاء الجسدي، تهمتا اعتداء تهمة اعتداء بنية القتل، ثم التهمة الأهم تهمة القتل مع سبق الإصرار والترصد
    Sahilden, kaçma niyetiyle ayrıldınız. Open Subtitles تركت الشاطىء بنية الهروب
    Eğer Pasadena'ya öldürme niyetiyle gitseydin, gaz odasını boylamıştın. Open Subtitles لو ذهبت إلى (باسادينا) بنية القتل، فربما يكون الإعدام مصيرك
    Kardeşin, başkanımı öldürme niyetiyle başkanlık sarayına saldırdığında intihar etti. Open Subtitles أخوك هاجم القصر الرئاسى مع نية قتل الرئيس لقد قام بالإنتحار
    Devlet, sanıkların hükümeti devirme niyetiyle şiddet kullanarak devrim yapmayı ve ülkenin silahlı istilasını amaçlayıp gerçekleştirdiği sabotaj eylemlerinden sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Open Subtitles الدولة تؤكد أن المتهمين هم المسؤولين عن أعمال التخريب وتيسير ثورة عنيفة وغزو هذه البلد بالسلاح مع نية إسقاط الحكومة
    Her sabah ona söyleme niyetiyle uyanıyorum ve geceleri de ona söylememenin verdiği suçluluk duygusuyla uykuya dalıyorum. Open Subtitles استقيظ كل صباح مع نية اخباره واذهب للنوم كل ليلة بالشعور بالذنب
    Düşmanın niyetiyle ilgili bildiğin daha fazla şeyler de varsa işte şimdi söyleme vakti. Open Subtitles أتعرف المزيد؟ أي معلومات عن نوايا العدو إنه الوقت لتخبرنا
    Ve Michael annesini müdürün niyetiyle ilgili uyarmaya karar vermişti. Open Subtitles و أسرع (مايكل) لتحذير أمه من نوايا مدير السجن
    Endişelenmeyin. Han Nehri'ne intihar niyetiyle giden on kişiden biri ölmez. Open Subtitles بنسبة عشرة إلى واحد من يجيئون إلى نهر هان بقصد الانتحار لا يموتون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more