Kati, modaya istinaden, Diana'ya, sarmal kıyafetleri nohut köftesi gibi gözüküyor derken bunu aslında bir iltifat olarak kullandığımı söyle. | Open Subtitles | ،كايتي ، تتولي أمور الموضة أخبري ديان أنني عندما قلت .. ان ملابسها تشبه الفلافل قدت ذلك كنوع من المجاملة |
Evet, nohut köftesi nedir biliyorum. | Open Subtitles | عظيم ، أرغب بشطيرة فلافل ضخمة مع سجق بيبروني وزيادة جبن نعم ، أعرف ما هي الفلافل |
Ama bana yok! Her gün humus ve pita! Ve bazen de, haftada bir, azıcık nohut köftesi! | Open Subtitles | لكن ليس أنا ، دائماً آكل حمص وطعمية وأحياناً مرة في الأسبوع القليل من الفلافل |
Merhaba, nohut köftesi ve maden suyu alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | اسمع هل اقدر ان احصل على ساندوتش فلافل ومياة معدنية لو سمحت ؟ ما اسمك ؟ |
Çocuğun biri her gün nohut köftesi satmaya geliyor ve her gün de bu hacılardan biri bir ısırık alıyor, yarısını da çocuğun kucağına tükürüyor. | Open Subtitles | هذا الطفل يمر كل يوم لبيع الفلافل وكل يوم يأتي أحد هؤلاء الشيوخ ليأخذ قضمة ثم يريق نصفها في حجره |
Cumartesi akşamı biraz nohut köftesi yemeye ve bir şeyler içmeye çıkalım mı? | Open Subtitles | و نأكل الفلافل و نشرب المياه الغازيه؟ |
Hadi Bubba Ho-tep, seni nohut köftesi yutan başrahip. | Open Subtitles | دعك من هذا ، "بوبا هوتب" يا كاهن الفلافل الأعظم |
Sion Dağı'nın zirvesine nohut köftesi gönderiyor musunuz, onu soracaktım. O zaman ben pepperonili, sosisli ve ekstra peynirli büyük boy nohut köftesi alayım. | Open Subtitles | نعم أردت أن أعرف هل توصلون الفلافل لـ(جبل صهيون)؟ |
Kodes dediğin yer büyük caddedeki nohut köftesi dükkanı değil herhalde? | Open Subtitles | أفترض أن "السجن" ليس مطعم الفلافل في شارع (برود)؟ |
- Selam kanka. -Burnuma nohut köftesi kokuları geliyor. -Gelir tabii. | Open Subtitles | مرحباً ,صديقي أشم رائحة فلافل |
Belki de korumaları nohut köftesi yemeye götürecekti! | Open Subtitles | ربما اراد ان ياخذ الحراس ليأكلو فلافل! |
San Diego'nun en iyi nohut köftesi değil tabii. | Open Subtitles | ليست أفضل فلافل في سان دييغو |