Sadece normal şeyler konuşacak insanlarla tanışmanın güzel olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | ومن الجميل أن نجتمع مع بعض الناس اللذين يتكلمون عن أشياء عادية |
Bir erkek ve sevgilisinin kızı arasındaki normal şeyler konusunda yani. | Open Subtitles | أو إذا كان المرحاض يحتاج إلى تصليح أنت تعرفين، أشياء عادية بين الرجل و ابنة صديقته |
Normal insanlar gibi normal şeyler yapamaz mıyız? | Open Subtitles | ألا يمكننا فعل أشياء عادية كما يفعل الناس الطبيعون, مثل... |
normal şeyler yapan normal insanlar gibi. | Open Subtitles | فقط اثنان من الناس العاديين يعملون بعض الأشياء العادية |
Çocuklukla ilgili normal şeyler, nedenini tam olarak anlamasam da en iyisi ailemi dinlemekti. | TED | عن الأشياء العادية بشأن كوني طفلًا وإدراك بأنه في بعض الأحيان، كان الأفضل هو الاستماع إلى والديّ حتى عندما لم أكن أفهم السبب بالضبط. |
İnsanların normal şeyler yapmama yardım etmesine ve üstüme düşmesine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | انا لا أحتاج لناس تساعدني يفعلون أشياء عاديه و يهوسون بي |
Bak, normal şeyler var. - normal şeyler, öyle mi? | Open Subtitles | أنظري، أنها أشياء عادية |
Seanslarımızda normal şeyler yaptık. | Open Subtitles | فقط عملنا الأشياء العادية في جلساتنا، لذا... |
Listeler, normal şeyler, herkes gibi. | Open Subtitles | الأشياء العادية مثل الجميع |
Listeler, normal şeyler, herkes gibi. | Open Subtitles | الأشياء العادية مثل الجميع |
Dışarıda normal şeyler yapıyor olman lazım. | Open Subtitles | تحتاج لأن تخرج للعالم لتعمل أشياء عاديه |