İşe yaramaz bir taç kondurmuşlar başıma. Benden oğluma geçsin diye değil. | Open Subtitles | وعلى رأسي وضعوا التاج العقيم حيث لن يعتلي ابني من بعدي العرش |
Evli, 30 yaşında kadın 11 yaşındaki oğluma kart veriyor. | Open Subtitles | امرأة في الثلاثين من عمرها تهدي ابني الصغير بطاقات غرامية |
Dokuz ay önce, oğluma sarıldım, bu yüzden bunu senin yapman gerekecek. | Open Subtitles | و قبل تسعة شهور كنت قد حضنت إبني, لذا: عليكِ أنتِ فعلها. |
Burada oturup, oğluma annesinin öldüğünü söyleyebilmek için bir yol düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس هنا أفكر بطريقة لأقول لابني أن والدته قد ماتت |
oğluma meydan okudu ve ona benim hiç yapamadığım şekilde karşı koydu. | Open Subtitles | قام بتحدي أبني ووقف في وجهه بطريقة لم أكن قادر على فعلها |
O daha çok küçükken bunu her gece oğluma söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول هذا لإبني كل ليلة عندما كان فتى صغير |
Beni buradan çıkarın da oğluma sarılıp üzgün olduğumu söyleyebileyim. | Open Subtitles | هل ستخرجني من هذا ؟ حتى اتمكن من معانقة ولدي |
oğluma haberlerin kötü olduğunu söyle. Bakım evinde kalması lazım de. | Open Subtitles | أخبر ابني أنّ الوضع مريع يجب أن أذهب إلى دارٍ للمسنين |
oğluma haberlerin kötü olduğunu söyle. Bakım evinde kalması lazım de. | Open Subtitles | أخبر ابني أنّ الوضع مريع يجب أن أذهب إلى دارٍ للمسنين |
Ayrıca eşime ve oğluma nasıl yardım edeceğimi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | و أود أن أعرف ماذا أفعل لمساعده زوجتي و ابني |
Bir kez bile oğluma zarar verecek bir şey yapacağımı düşünüyor olamazsınız! | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفكر باحتمالية أني قد فعلت أي شيء يؤذي ابني |
Açık bir şekilde, bu çocuklar oğluma kaba davranmak istememişlerdi. | TED | واتضح جليا أن هؤلاء الأطفال لم يقصدوا أن يكونو فظين مع ابني. |
Ben de burada oturmuş oğluma, annesinin öldüğünü söylemenin bir yolunu düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعلمين، كنت جالساً هنا أفكر في طريقة ما لأخبر إبني بموت أمه |
Dün bana verdiğiniz izni oğluma ödevinde yardım ederek değerlendirdim. | Open Subtitles | ساعدت إبني بآداء واجبه بالوقت الذي منحتني إياه يوم أمس. |
O parayla oğluma bez, giysi veya zekasını geliştirecek müzik kasetleri filan alabilir. | Open Subtitles | يمكنها استخدام المال لتشتري لابني حفاضات أو ملابس أو أشرطة موسيقية لجعله ذكياً. |
Kim olduğunu bilmiyorum ama eğer oğluma elini sürmeye kalkarsan... | Open Subtitles | لا أعرف من تكون لكن لو ممست أبني مرة اخرى |
O daha çok küçükken bunu her gece oğluma söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول هذا لإبني كل ليلة عندما كان فتى صغير |
En ön saflara geçip o kahpe karının oğluma elini sürdüğüne pişman edeceğim. | Open Subtitles | سأذهب إلى مقدمة القطار وسأجعل تلك الساقطة تندم لأنها وضعت يدها على ولدي. |
Daha önce onu hiç görmemiş insanların, oğluma mutlu yıllar şarkıları söylemesini. | Open Subtitles | أناس يغنون أغنية عيد ميلاد لأبني ولم يسبق أن رأوه من قبل |
Derini ensenden kuyruğuna kadar yavaşça yüzeceğim taa ki oğluma ne yaptığını anlatana kadar. | Open Subtitles | سأسلخكِ ببطئٍ من العنقِ إلى الذيل حتّى تخبريني بكلّ ما فعلتِه بابني. |
oğluma haber vererek. Kendisi Santa Rosita'nın 20 km dışında yaşıyor. | Open Subtitles | سأتصل بإبني فهو يعيش على بعد عشرة أميال من شاطيء سانتا روزيتا |
Oviedo Kontu Gormaz, oğluma hain diyorsan, | Open Subtitles | ايها الكونت جورماز من اوفييدو حين تقول على ابنى خائن |
... 16. yaş gününde bu arabayı oğluma verecektim. | Open Subtitles | كنت سأهدي هذه السيـارة لولدي في عيد ميلاده الـ 16 |
- Aniden gelip oğluma bir köpek veremezsin. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك فقط أن تأتي إلى هنا تعطي ابني كلب |
Siz ne hakla buraya gelip oğluma suçlu muamelesi yaparsınız? | Open Subtitles | من تظن نفسك لتجىء إلى هنا وتعامل إبنى مثل المجرم؟ |
oğluma iyi bak yoksa kafanı koparırım seni Türk piç! | Open Subtitles | اعتني كثيرا بولدي وإلا فسيكون لي شأن آخر مع رئيسك اللعين |
Bunu söylemek bana acı verse de tedavin için oğluma güvenemeyiz. | Open Subtitles | لهذا السبب , بالرغم من ألمي لقول ذلك لكننا لا يمكننا الوثوق بأبني بعلاجك |