- Pekâlâ. - Bu yaz, oğullarıyla birlikte burada kalacaklar. | Open Subtitles | حسنا سيقيمون هنا فالصيف مع ابنهم |
Komşunuz Grayson'lar hakkında bir makale yazıyorum ve onların oğullarıyla çıkıyormuşsunuz. | Open Subtitles | أجري تقريراً عن جيرانك (آل (غرايسن وعلمت أنك تواعدين ابنهم |
Hiç kimseye bir şeyi açıklayacağım yok. Sadece, adamın ailesine oğullarıyla ilgili gerçeği söyleyeceğim. | Open Subtitles | لن أعلن عنها ، سأخبر عائلة الرجل الحقيقة عن أبنهم. |
Eski balıkçı yeni part time teslimatçı, yakın zamanda elinden alınan oğullarıyla büyük borç altına girmiş, ipotekli bir ev ve el konmuş bir tekne dahil. | Open Subtitles | صياد سابق تحول الى عامل نوصيل بدوام جزئى مثقل بديون اكثر مما يستطيع هو و ابنائه المأخوذين منه تحملها بما فى ذلك رهن منزلى و قرض على القارب |
Sizinkiler bana her baktıklarında, oğullarıyla seks yapan kızı görecekler. | Open Subtitles | لأنه الآن كلما نظر أهلك لي سيرون الفتاة التي تمارس الجنس مع ابنهما |
Mags planlarımı engelliyor O ve oğullarıyla ilgilenilmesi lazım. | Open Subtitles | جيد " ميقز " تقف عثرةَ في طريق خططي وهي وأبنائها سأضطر للتعامل معهم |
Babanın sancaktarlarının, silahtarlarının, seyislerinin oğullarıyla? | Open Subtitles | أبناء حامل لواء والدك؟ مرافقين ,فتيان الاسطبلات؟ |
Nonomiyalar oğullarıyla çok mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | عائلة (نونوميا) بدت بشكل سعيد للغاية بمولد ابنهم |
Ama eninde sonunda avare oğullarıyla irtibata geçmek, onu görmek istediler. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية المطاف ، أرادو الأتصال مع أبنهم المتجول أنهم يريدون رؤيتة. |
- Dicky Merton, oğullarıyla gelecek. | Open Subtitles | فهذا يوم مجيء (ديكي ميرتن) مع ابنائه نعم. |
Gazete haberine göre o ve Tess oğullarıyla göl kenarında piknik yapıyorlarmış kavgaya tutuşmuşlar ve oğullarının ortadan kaybolduğunu fark etmemişler, çocuk boğulmuş. | Open Subtitles | كما هو مذكور بمقال فهو و تيس كانا في نزهة قرب بحيرة مع ابنهما كانا يتجادلان |
Oliver Reed ve Karen Black filmde oğullarıyla bu eve taşınıyorlar. | Open Subtitles | (اوليفر رييد) و(كارين بلاك) يدخلون إلى قصر برفقة ابنهما |
Anlaşılan oğullarıyla birlikte dünya üzerinde pek çok müşteriye soyu tükenen kaplan satışı yapıyorlarmış. | Open Subtitles | وكما إتّضح، هي وأبنائها كانوا مُورّدين رئيسيين للنمور المُهددة بالإنقراض -للعملاء الأثرياء في جميع أنحاء العالم . |
Babanın sancaktarlarının, silahtarlarının, seyislerinin oğullarıyla? | Open Subtitles | أبناء حامل لواء والدك؟ مرافقين ,فتيان الاسطبلات؟ |