O binadan çıkmamın tek sebebi ölümünden sorumlu olmak istemememdi. | Open Subtitles | لم اكن اريد دمائك على يدي وذلك السبب الوحيد الذي جعلني اترك ذلك المبنى |
Kendimize gelsek iyi olacak yoksa O binadan canlı çıkamayız. | Open Subtitles | علينا أنّ نستجمع أنفسنا، وإلا فلن نخرج من ذلك المبنى أحياء. |
O binadan dışarı çıkabilmesinin tek yolu cesedini dışarı taşımaları. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي يُمكنها الخروج من خلالها من ذلك المبنى إذا قاموا بحملها إلى الخارج |
Kuyruğunun etrafına bir kapan kuracaklar ve seni O binadan kaçırmaya çalışacaklardır. | Open Subtitles | سيفعلون أي شيء ليربطون ..الأمر بك و دفعك هاربا من هذا المبنى |
Mills, O binadan hemen çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | (ميلز)، أريدك خارج هذا المبنى على الفور! هل تفهمني؟ |
Biz şimdiye kadar, seemanın, O binadan düştüğüne inandık Veya o, aşağı itildi. | Open Subtitles | حتى الآن إعتقدنا بأن سيما سقطت من تلك البناية أو أنها دُفعت من أعلى. |
Sorun şu ki O binadan görülebilecek milyonlarca farklı pencere ve konum var. | Open Subtitles | المشكلة هي وجود الملايين من النوافذ المختلفة والأماكن التي يمكن رؤيتهم من ذلك المبنى |
O binadan kimseyi tahliye edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أجلاء اي شخص من ذلك المبنى. |
Adam O binadan atlamış. - Oraya mı uçmuş? | Open Subtitles | الرجل سقط من أعلى ذلك المبنى |
Malcolm, O binadan atlayıp o tenteden sıçrayıp senin üstüne düşmese... | Open Subtitles | عندما قفز (مالكوم) من ذلك المبنى, يثبُ من تلك المظلة! ويهبط عليكِ, |
- Acilen O binadan taşınmalısın kanka. | Open Subtitles | عليك مغادرة ذلك المبنى يارجل |
Eğer Dave doğruyu söylüyorsa, ateş eden O binadan biri olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لو كان (ديف) يقول الحقيقة، فإنّ مُطلق النار في ذلك المبنى. |
O binadan çıktığı andan. | Open Subtitles | انه صعد لحظة من ذلك المبنى. |
İn O binadan aşağı! Sana yakışmıyor! | Open Subtitles | إنزل من تلك البناية انه غير ملائم |