O dönemde her ikimiz de fena halde hamileydik ve ne kadar korktuğunu düşünerek onun için yüreğim sızlamıştı. | TED | لقد كنا في ذلك الوقت في فترة حملنا وقد انقبض صدري من اجلها تصوروا مدى الخوف الذي اعتراها حينها |
Ve O dönemde o tel, onları sadece Batı'dan ayıran tek şeydi. | Open Subtitles | الذي كان في ذلك الوقت فقط الذي يفصل بين الشرق و الغرب. |
O dönemde şehirde başka bir tane daha büyük tecavüz olmuştu. | Open Subtitles | كان هناك حالة إغتضاب هامة حدثت في المدينة في ذلك الوقت |
O dönemde gece gündüz faaliyet gösteriyorlardı. | Open Subtitles | كانت غرف الغاز تعمل ليل نهار في تلك الفترة |
Hayır bayan, ergen hamilelikleri O dönemde yükseldi. | Open Subtitles | كلا,ياسيدتي,حمل المراهقات كان أكثر في تلك الفترة. |
Oysa O dönemde duyulmamış bir şeydi Venom, ilk çıktıklarında çok korkutucuydular. | Open Subtitles | لكنه كان مختلفا آنذاك. كان هذا لم يسبق له مثيل. هذا القرف ومزعجة ومخيفة حقا عندما ظهرت. |
O dönemde şirkete girmek, zor şeyleri kısa sürede öğrenmek demekti. | TED | كان الانضمام إلى الشركة في ذلك الوقت بمثابة تغير جذري في مساره المهني. |
O dönemde Bizans İmparatorluğu Hristyanlığı benimsedi ama o kadar güneye gitmediler. | Open Subtitles | الامبراطوريه البيزنطيه تبنت المسيحيه في ذلك الوقت ولم تصل الى هذا الحد بغض النظر، انها هناك |
O dönemde mantıklı gelmiyordu, ama sen başardın. | Open Subtitles | لم يكن الأمر مفهوما في ذلك الوقت لكنّك جعلته يفعل |
Yerlileri transfer etmek O dönemde çok yaygındı. | Open Subtitles | إبادة السكان الأصليون كان شئ عادي في ذلك الوقت |
O dönemde ulaşılabilir çok fazla içme suyu nedeniyle, muhtemelen Güneybatı Asya'da tüm ilk insanlar için en önemli yerdi. | Open Subtitles | ربما كان أهم مكان في جنوب غرب آسبا للبشر الأوائل لكثرة المياه العذبة التي كانت موجودة في ذلك الوقت |
O dönemde yetimhaneyi yıkan milislerin lideri hayatta. | Open Subtitles | القائد العسكري الذي هدم دار الأيتام في ذلك الوقت لا يزال على قيد الحياة. |
O dönemde yukarıda inşa edilen evler bunun gibi taş ocaklarından çıkarılan kireçtaşını içeriyordu. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كانت المباني التي تبني بالأعلي احتوت علي حجر جيري جُلب من هذه المحاجر |
Kleopatra O dönemde seçeneklerine baktı ve yapması gerekeni yaptı. | Open Subtitles | كليوبترا نظرت إلى خياراتها في ذلك الوقت وقامت بما توجب عليها فعله |
Harlan Levy O dönemde DNA savcısıydı. | Open Subtitles | هارلن ليفي كان مدعي عام مختص بالحمض النووي في ذلك الوقت |
Bilmiyorduk işte, çünkü hasta olduğum O dönemde çok çalışmıştım. | Open Subtitles | rlm; لا نعرف، لأني كنت أعمل كثيراً rlm; في تلك الفترة |
Fakat Çinliler hiçbir zaman, en azından O dönemde, bu fikirlerin yayılmasını teşvik etmek için, ya da yayılmasını sağlayabilecek ekonomik bir teşvik yaratmak için etkili kurallar benimsemedi. | TED | لكن الصينيين لم يعتمدوا ، على الأقل في تلك الفترة ، قواعد فعالة لتشجيع انتشار هذه الأفكار ، [على سبيل المثال ، لا تشجيع] دافع الربح الذي يمكن أن يشجع على الانتشار. |
Simon Wiesenthal Merkezi, O dönemde göç etmiş olan Rudy Kurlander isminde dört kişiye ulaştı. | Open Subtitles | مركز "سيمون فيزنتال" وجد أربعة بأسم (رودي كولاندر) هاجروا في تلك الفترة. |
O dönem çalkantılarla doluydu fakat sık sık geri dönüp düşündüğüm bir nokta, O dönemde kazandığım hayret verici şu kavrayıştı: Gördüğüm neredeyse her insanla ilgili içgüdüsel olarak aklımdan geçen sert yargılamaları bırakmak benim için bir rahatlama ve ayrıcalıktı. | TED | كانت تلك المرحلة مضطربةً جداً، لكن كانت هناك جزئية أعود إليها غالباً وهي الإدراك المفاجئ الذي حصل لي في تلك الفترة -- وهي أنه كان من المريح والمشرّف التخلص من الأحكام المؤذية التي كانت تدور تلقائياً في رأسي حيال أي شخص أراه تقريباً. |
O dönemde, eşimle ben de çocuk sahibi olmakla ilgili bazı sorunlar yaşıyorduk. | Open Subtitles | .كنتأناوزوجتينمربوقتعصيب. كي نستطيع أن نحظى بطفل آنذاك |
O dönemde araştırma yapan profesörlerin isimleri gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج أسماء الأساتذة الذين أداروا الدراسات آنذاك |
O dönemde giderek artan tahrip edici davranışları nedeniyle erkekleri kadınlardan ayırdık. | Open Subtitles | عندما عُزلن النساء عن الرجال بسبب سلوكهن العدواني المتفاقم |