Amanda, seni o duruma sokmaya hiç hakkım yoktu. | Open Subtitles | اماندا, لم يكن لي أي حق لأضعك في ذلك الموقف |
Evet ama nefret ederdin. Neden kendini yine o duruma sokuyorsun? | Open Subtitles | نعم، وكرهتِ ذلك، فلمَ تضعين نفسكِ في ذلك الموقف مجدّدًا؟ |
Sana, mahkemeye yalan söylemeyeceğimi özellikle belirttim beni o duruma sokmamanı emrettim sana ve sen bilerek yaptın bunu. | Open Subtitles | لقد أمرتك بأن لا تضعيني في ذلك الموقف و قد فعلت ذلك عمدا |
Zayıf olduğumdan seni o duruma düşürdüm. | Open Subtitles | لقد وضعتكِ في هذا الموقف لأنني كنت معرضًا للخطر |
Beni o duruma sokma, patron. | Open Subtitles | لا تضعني في هذا الموقف يا زعيم |
- Beni o duruma getirmen gerekiyor. | Open Subtitles | أريدك ان تقوم بإحداث تلك الحالة. |
İletişimlerini kapatırsak onları tekrar o duruma getirebiliriz. | Open Subtitles | حينها يمكننا إعادتهم الى تلك الحالة. |
Benim yüzümden o duruma düştün. | Open Subtitles | وجودك بذلك الموقف السيء فقط بسببي |
İşte o günkü, benim bir halimdi ve o duruma bir daha düşmektense, milletin içinde reddedilmektense ölürüm daha iyi. | TED | إذًا كانت هذه نسخة واحدة مني، ومستعد للموت لأتجنب وجودي في ذلك الموقف ثانية -- أن أشعر بالرفض على الملإ مرة أخرى. |
Gerçekten seni o duruma düşürmemem gerekirdi. | Open Subtitles | ماكان يجب أن أضعك في ذلك الموقف |
Beni o duruma soktuğu için babamdan nefret etmiştim. | Open Subtitles | كرهت والدي لأنه وضعني في هذا الموقف |
Eric beni o duruma düşürme lütfen. | Open Subtitles | لا تضعني في هذا الموقف |
Onu, o duruma sokanın ne olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | من بإعتقادك قد وضعها في تلك الحالة ؟ |
Seni o duruma sokmamalıydım. | Open Subtitles | ما كان عليّ وضعك بذلك الموقف |
o duruma düşmeyi. | Open Subtitles | يتمّ وضعي بذلك الموقف |