o evden çıkmasaydım delirebilirdim. | Open Subtitles | لاخبرك بالحقيقة, لو لم اخرج من ذلك المنزل لكنت اصبت بالجنون |
O kız ölmek istemiyordu. Yalnızca o evden kurtulmak istiyordu. | Open Subtitles | تلك الفتاة لم ترد أن تموت بل أرادت الخروج من ذلك المنزل |
o evden karımın küpesini aldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك أخذت أقراط زوجتي من ذلك المنزل |
Bir devriye arabası şu anda yolda. Hemen o evden çık. | Open Subtitles | سيارة للشرطة على الطريق الآن فقط أخرجي من المنزل على الفور |
Bayan Lutz, o evden taşının hemen. | Open Subtitles | مسز لاتس أخرجى أنتى وعائلتك من هذا المنزل فى الحال |
o evden hemen çıkmalıydım. Açık havaya çıkıp, kafamı toplamalıydım. | Open Subtitles | كان لا بد أن أخرج من ذلك البيت وأخرج في الهواء النقي وأصفي رأسي |
Lafı bile olmaz. Zaten o evden kurtulmak için bahane arıyordum. | Open Subtitles | لا عليك، احتجت عذرًا للخروج من ذاك البيت الإخائيّ. |
Bence tek çözüm uzağa taşınmak. o evden ve okuldaki çevresinden uzaklaşmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن الحل الوحيد هو الإبتعاد عن ذلك المنزل وتلك المدرسة |
o evden asla çıkamayacaklar David. | Open Subtitles | لن يتمكنوا من النجاة من ذلك المنزل ديفيد |
Kısa bir süre sonra o evden biri ölürdü. | Open Subtitles | وبعد فترة قصيرة، يموت شخصٌ ما في ذلك المنزل |
Bak, ben o evden ayrılmalıydım, ama sen değilsin. | Open Subtitles | اسمع عليّ مغاردة ذلك المنزل ولكن ليس عليك ذلك |
Bulabildiğim ilk fırsatta kendimi o evden attım. | Open Subtitles | . لقد خرجت من ذلك المنزل في أول فرصة سنحت لي |
Öğrendikten sonra da o evden çıkmadılar mı? | Open Subtitles | تقصدين أنهم بقوا في ذلك المنزل حتى بعد أن عرفوا؟ |
Silah sesi korudan veya o evden gelmemişti. Senin evden gelmişti. | Open Subtitles | لم تأتي لا من الغابة ولا من المنزل بل من السقيفة |
o evden çıkar çıkmaz ben de getirdiği yemeğin hepsini çöpe attım. | Open Subtitles | على اي حال، لقد رحلت من المنزل ورميت كل شيء في القمامة. |
Billy, FBl'a o evden kaçarken gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | بيلي، اخبر المباحث الفيدرالية أنة شاهدك تهرب من المنزل |
o evden taşınman iyi oldu. | Open Subtitles | الشيء الجيد أنك يجب عليك الانتقال من هذا المنزل. |
Üç yıllık mahkumiyetin o evden kurtulmaya değdi. | Open Subtitles | أعوامك ال3 في السجن كانت تستحق التخلص من هذا المنزل. |
o evden bir Rus ajanını kaçıracaktık. | Open Subtitles | كان يفترض ان نقبض علي عميل روسي في ذلك البيت |
- Seni o evden nasıl çıkardığımı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ـ أتَذكُر كيف هرّبتُكَ من ذلك البيت ؟ ـ أجل يا رجُل |
Zaten o evden kurtulmak için bahane arıyordum. Çok fazla erkek vardı. | Open Subtitles | لا عليك، احتجت عذرًا للخروج من ذاك البيت الإخائيّ. |