Harika. O kameralar Monica 'yı sevindirecek tek şeydi. | Open Subtitles | كل هذا عظيم ،لكن هذه الكاميرات هي الشئ الوحيد الذي سيبعث السرور في نفس مونيكا.. |
O kameralar çalışmayı bırakırsa, ben de bırakırım. | Open Subtitles | إن توقفت هذه الكاميرات عن العمل، سأتوقف أنا أيضاً |
O kameralar yalnızca acil durumlarda görüntü alır. | Open Subtitles | هذه الكاميرات تشاهد في الحالات الطارئة |
O kameralar bütün dünya bizi izleyebilsin diye mi orada diyorsun? | Open Subtitles | أتقصدين أن تلك الكاميرات موجودة حتى يتمكن العالم بأسره من مشاهدتنا؟ |
Üzgünüm ama sürekli olarak Bill Clincton'un tüm O kameralar önünde durup sert bir tavirla parmagini salladigi bilirsin. "O kadinla cinsel iliski kurmadim." dedigi an, gözümün önüne geliyor. | Open Subtitles | المخيلة لـ (بيل كلينتون) ذلك المقطع له واقفاً أمام كل تلك الكاميرات و يهز أصبعه بإصرار, كما تعلمين |
O kameralar bizim için orada. | Open Subtitles | هذه الكاميرات هناك لنسلي أنفسنا |
O kameralar var ya, Dickey hakkında film yapıyorlar. | Open Subtitles | هذه الكاميرات هنا لتصوير فيلم عنه. |
- O kameralar dünkü yemeği de çekiyorlar mıydı? | Open Subtitles | -أكانت هذه الكاميرات تصوّر عشاء الليلة الماضية؟ |
O kameralar, tek savunmamız. | Open Subtitles | هذه الكاميرات هيا دفاعنا الوحيد |
Buraya mini-kameralar koydular, ve O kameralar... | Open Subtitles | وضعوا هذه الكاميرات الصغيرة لمراقبتي، وتلك الكاميرات... |
Nerede idi O kameralar tekrar söyle bakayım? | Open Subtitles | أين تلك الكاميرات مرة أخرى |