o kolyeyi senin için çalmadan önce de bunları söylemiştin. Hatırladın mı, fıstık? | Open Subtitles | هذا ما قلته حين جعلتني أسرق تلك القلادة من أجلك تذكرين عزيزتي؟ |
Katie, siz söylediğiniz için o kolyeyi takıyordu. | Open Subtitles | كايتي ارتدت تلك القلادة لأنك اجبرتها على ذلك |
Sanırım o kolyeyi geri alamayacağız. | Open Subtitles | حسناً اظنني لن استرجع هذه القلادة ابداً |
o kolyeyi kuzeyden almadın he? | Open Subtitles | لم تبتاعي هذه القلادة من الشمال صح؟ |
Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi. | Open Subtitles | لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ. |
Eğer onun yüzüne bakmış olsaydın o kolyeyi ondan almazdın o zaman. | Open Subtitles | لو رأيت سعادتها في تلك اللحظه لما كنت ستأخذ منها تلك القلاده |
o kolyeyi ben sana verdim. | Open Subtitles | لقد قدمت هذا العقد لك |
Okyanusa attığın o kolyeyi sana verdiğim günler gibi. | Open Subtitles | بدأت تتذكر الاوقات الجيدة مثل عندما اعطيتك تلك القلادة التي رميتها في المحيط |
Ben o kolyeyi 15 sene boyunca aradım ve her şeyi çıkarıp ona mı verecektim yardım diye? | Open Subtitles | بحثتُ عن تلك القلادة لـ 15 عاماً، والآن يُفترض أن أساعده فحسب؟ |
Amirim siz de o kolyeyi bizden birinin çalmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | رئيس، أنت تعرف بالضبط ما اعرفه أنا. لا أحد من رجالي أخذ تلك القلادة. |
- o kolyeyi bana çıkarttırdığında Lexi'de bunalıma girmemi istemedin. | Open Subtitles | عدما طلبت مني ازالة تلك القلادة انت لم تريدني ان اضيع بالاكتئاب حول ليكسي.. |
o kolyeyi kesinlikle vermemem gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن علي إعطاءها تلك القلادة |
Bence o kolyeyi bulmamız gerek. | Open Subtitles | اعتقد علينا فعلاً ايجاد تلك القلادة |
o kolyeyi ve şu ...kıyafetlerini ....yaptığına göre. | Open Subtitles | -أنت صنعت هذه القلادة - - وهذه الملابس |
Ona o kolyeyi geçtiğimiz ilkbahar Edge City'de ben verdim. | Open Subtitles | أعطيت (لانا) هذه القلادة الربيع الماضي في (إيدج سيتي). |
Sen o kolyeyi hiç görmedin, aslında hiç takmadım. | Open Subtitles | لم أرتدي هذه القلادة يوما |
o kolyeyi daha önce görmüştüm. | Open Subtitles | لقد... رأيت هذه القلادة من قبل. |
o kolyeyi daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرَ هذه القلادة من قبل |
Bak, o kolyeyi kimseye vermemeliydim. | Open Subtitles | اسمعي ، لم يكن علي إعطاء ذلك العقد لأي أحد |
Ben kızımı tanırım. o kolyeyi ben verdim. | Open Subtitles | اعرف ابنتى انا اعطيتها ذلك العقد |
Eğer onun yüzüne bakmış olsaydın o kolyeyi ondan almazdın o zaman. | Open Subtitles | لو رأيت سعادتها في تلك اللحظه لما كنت ستأخذ منها تلك القلاده |