"o kolyeyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • تلك القلادة
        
    • هذه القلادة
        
    • ذلك العقد
        
    • تلك القلاده
        
    • بهذا العقد
        
    • هذا العقد
        
    o kolyeyi senin için çalmadan önce de bunları söylemiştin. Hatırladın mı, fıstık? Open Subtitles هذا ما قلته حين جعلتني أسرق تلك القلادة من أجلك تذكرين عزيزتي؟
    Katie, siz söylediğiniz için o kolyeyi takıyordu. Open Subtitles كايتي ارتدت تلك القلادة لأنك اجبرتها على ذلك
    Sanırım o kolyeyi geri alamayacağız. Open Subtitles حسناً اظنني لن استرجع هذه القلادة ابداً
    o kolyeyi kuzeyden almadın he? Open Subtitles لم تبتاعي هذه القلادة من الشمال صح؟
    Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi. Open Subtitles لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ.
    Eğer onun yüzüne bakmış olsaydın o kolyeyi ondan almazdın o zaman. Open Subtitles لو رأيت سعادتها في تلك اللحظه لما كنت ستأخذ منها تلك القلاده
    o kolyeyi ben sana verdim. Open Subtitles لقد قدمت هذا العقد لك
    Okyanusa attığın o kolyeyi sana verdiğim günler gibi. Open Subtitles بدأت تتذكر الاوقات الجيدة مثل عندما اعطيتك تلك القلادة التي رميتها في المحيط
    Ben o kolyeyi 15 sene boyunca aradım ve her şeyi çıkarıp ona mı verecektim yardım diye? Open Subtitles بحثتُ عن تلك القلادة لـ 15 عاماً، والآن يُفترض أن أساعده فحسب؟
    Amirim siz de o kolyeyi bizden birinin çalmadığını biliyorsun. Open Subtitles رئيس، أنت تعرف بالضبط ما اعرفه أنا. لا أحد من رجالي أخذ تلك القلادة.
    - o kolyeyi bana çıkarttırdığında Lexi'de bunalıma girmemi istemedin. Open Subtitles عدما طلبت مني ازالة تلك القلادة انت لم تريدني ان اضيع بالاكتئاب حول ليكسي..
    o kolyeyi kesinlikle vermemem gerekiyordu. Open Subtitles لم يكن علي إعطاءها تلك القلادة
    Bence o kolyeyi bulmamız gerek. Open Subtitles اعتقد علينا فعلاً ايجاد تلك القلادة
    o kolyeyi ve şu ...kıyafetlerini ....yaptığına göre. Open Subtitles -أنت صنعت هذه القلادة - - وهذه الملابس
    Ona o kolyeyi geçtiğimiz ilkbahar Edge City'de ben verdim. Open Subtitles أعطيت (لانا) هذه القلادة الربيع الماضي في (إيدج سيتي).
    Sen o kolyeyi hiç görmedin, aslında hiç takmadım. Open Subtitles لم أرتدي هذه القلادة يوما
    o kolyeyi daha önce görmüştüm. Open Subtitles لقد... رأيت هذه القلادة من قبل.
    o kolyeyi daha önce hiç görmemiştim. Open Subtitles لم أرَ هذه القلادة من قبل
    Bak, o kolyeyi kimseye vermemeliydim. Open Subtitles اسمعي ، لم يكن علي إعطاء ذلك العقد لأي أحد
    Ben kızımı tanırım. o kolyeyi ben verdim. Open Subtitles اعرف ابنتى انا اعطيتها ذلك العقد
    Eğer onun yüzüne bakmış olsaydın o kolyeyi ondan almazdın o zaman. Open Subtitles لو رأيت سعادتها في تلك اللحظه لما كنت ستأخذ منها تلك القلاده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more