Kömür çıkartırken haftada bir mutlaka o kulübeye gider temiz dağ havasını solur ciğerlerimdeki maden tozunu temizlerdim. | Open Subtitles | حينما كنت أعمل في استخراج الفحم كنت أذهب إلى ذلك الكوخ بشكلٍ أسبوعيّ أستنشق الهواء النقيّ |
En azından artık o kulübeye ne koyduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | على الأقل نعرف ماذا يضعون في ذلك الكوخ |
- o kulübeye gittim ama orada yoktular. | Open Subtitles | لقد كنت في ذلك الكوخ و لم يكونوا هناك |
Peter, Quagmire o kulübeye bir isim takmıştı. | Open Subtitles | بيتر ) , (كاويجماير) , لديه اسم لذلك الكوخ) |
o kulübeye gidip Nola'yı onu geri istediğine ikna etmelisin. | Open Subtitles | ...أريدك أن تعود لذلك الكوخ ...وإقنع (نولا) أنك تريدها أن تعود إليك |