| Onlara senin o otobüse binip gittiğini söylemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | وبالأحرى أخبرهم بأنّك على تلك الحافلة ومغادر |
| Belki evine dönmek icin o otobüse binmek istiyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول ان تركب تلك الحافلة, ربما سيدلنا هذا لنعرف من أين هى |
| 5 dakika içinde evi terkediyorum... o otobüse binmek istiyorsan hazırlanmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | ساغادر هذا المنزل في غضون خمس دقائق واذا اردتِ ركوب تلك الحافلة اقترح عليكِ التفكير بجدية |
| o otobüse binmek zorundayız. Gittiğimiz yerde yemek yiyebiliriz. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نركب هذه الحافلة سوف نأكل عندما نصل هناك |
| Siparişlerini hesapladı ve, şirkete postaladık ve o otobüse binecek! | Open Subtitles | لقد أحصت الطلبيات، وأرسلنا الشيكات، وهي ستركب هذه الحافلة! |
| Thomas, o otobüse bineceksin. | Open Subtitles | ستركب تلك الحافلة. انتهى نقاشنا ، سأكون في البيت الليلة. |
| Paralı askersiniz. Yani sadece o otobüse binmek istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت مُستعجل، وهو ما يعني أنّك تودّ فعلاً ركوب تلك الحافلة. |
| Kızlar o otobüse binerken neye bulaştıklarından habersizmiş. | Open Subtitles | اولئك الفتيات لم يكن لديهم أي فكرة عن الذي سيقومون به حينما صعدوا الى تلك الحافلة |
| Adam'ı o otobüse bindirmesi için Tuasopo'ya para verdin. | Open Subtitles | وأنت من دفع لتوسوبو ليضع آدم على تلك الحافلة |
| o otobüse 1000 dolar yatırmıştık. | Open Subtitles | كان معنا ألف دولار في تلك الحافلة |
| Onun o otobüse bindiğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنه ركب تلك الحافلة ؟ |
| Sadece planın ne olursa olsun o otobüse binince ya sikiş olacak ya kaçacaksın. | Open Subtitles | ...اعلمي فقط أنك مهما خططت عندما تستقلين تلك الحافلة لا مجال للتراجع |
| o otobüse bindi. | Open Subtitles | أستقل تلك الحافلة. |
| o otobüse geri dönmeliyim. Tamam. | Open Subtitles | عليّ العودة إلى تلك الحافلة |