Elimizde olanlara bakarak, o parçayı bulmamıza yardım eder. | Open Subtitles | يُلقي نظرة على ما لدينا وبعدئذٍ يُساعد لإيجاد تلك القطعة. |
o parçayı yedin, şimdi de beleşe bir tane daha almaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت أكلت تلك القطعة الإضافية، والآن تريد الحصول على واحدة مجاناً. |
o parçayı bulamazsam şirketim 55 milyon dolar zarar edecek. | Open Subtitles | وإن لم أتمكن من استرداد تلك القطعة, فهذا سيكلف شركتي 55 مليون دولار. |
Jackson o parçayı bulup çıkarınca İşi kaptık | Open Subtitles | عندما أخرج (جاكسون) تلك الكتلة قد نلنا اعجابهم |
o parçayı geri almanız ikimizinde yararına. | Open Subtitles | من مصلحتنا جميعاً أن تعيد تلك القطعة |
- ve sonra kazayla o parçayı yutsam, ölürmüyüm | Open Subtitles | ومن ثم قمت انا بتناول تلك القطعة بالخطأ |
Hayır onu Satima'yla konuşup ben hallettim, o parçayı ne kadar sevdiğini biliyordum. | Open Subtitles | كلا، أعددتُ ذلك مع (ساتيما) لأنّني كنتُ أعلم كم كان يحب تلك القطعة. |
Kitabı yonttuğum sırada yaptığım şeylerden biri, resimler hakkında düşünmek, aynı zamanda metinler hakkında da düşünmek. Onları benzer şekilde düşünüyorum, çünkü bir metni, bir kitabı okurken ilginç olan şey görüntüleri aklımıza sokması, yani bir nevi o parçayı doldurmamız. | TED | إحدى الأشياء التي أقوم بها عند النحت في الكتاب ليس التفكير في الصور فحسب ، ولكن أيضاً في النص، و أفكر فيهما بطريقة متشابهة جداً، لأن المثير للإهتمام هو أنه عندما نقرأ نص ما، عندما نقرأ كتاباً ما، فإنه يضع صوراً في أدمغتنا لذلك نحن كمن يرُصُّ تلك القطعة. |