"o sürtüğün" - Translation from Turkish to Arabic

• تلك العاهرة
• تلك الكلبة
• هذه العاهرة

Umarım O sürtüğün söylediklerine inanmamışsındır.
لا أستطيع مساعدتك، آمل أنك لم تصدّقي ما قالته تلك العاهرة.

O sürtüğün şeytani götünü büyük annemin evinden şutlayacağım ve sen de onu vuracaksın.
سأخرج تلك العاهرة من منزلـي وبعدها سـ تطلق عليها

Eğer gerçekten beni memnun etmeyi isteseydin, bana O sürtüğün kafasını getirirdin.
لو أردت حقاً إرضائي كان بإمكانك إحضار رأس تلك العاهرة إلي على طبق

Bak, O sürtüğün sana ne söylediğini bilmiyorum ama ben masumum.
النظرة، أنا لا أعرف الذي تلك الكلبة أخبرتك... لكن أنا صلب!

Aç şunu! Aç telefonu! Bak, O sürtüğün sana ne söylediğini bilmiyorum ama ben masumum.
النظرة، أنا لا أعرف ما تلك الكلبة أخبرتك...

Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki O sürtüğün hiçbir hakkı yok.
هيا يا إيفان أنت و أنا نعلم بأن هذه العاهرة ليس لديها الحق ليس بعد الآن

O sürtüğün kim olduğunu bile bilmiyorum. Neden bahsediyorsun?
لا أعلم من هذه العاهرة التي تتكلمون عنها عن ماذا تتكلمون؟

O sürtüğün tek bir lafına bile güvenmiyorum.
لا أثق في كلمة من التي قالتها تلك العاهرة

O sürtüğün icabına bakmadan birliğime dönmek haram bana!
لا يُمكنني العودة إلى الوحدة .لو لمْ أرى تلك العاهرة اللعينة

O sürtüğün bana bakmasına izin verir miyim sanıyorsunuz!
تعتقدون إني سأترك تلك العاهرة تراقبني

O sürtüğün maskesi düştü.
غطاء تلك العاهرة انكشف تماماً.

O sürtüğün sahibi o.
هو يملك تلك العاهرة

O sürtüğün sana bulaştığını gördüm.
لقد رأيت تلك العاهرة تضايقك.

O sürtüğün maskesini düşürüyoruz.
نكشف غطاء تلك العاهرة.

O sürtüğün Jake'in evine gittiğini biliyorum.
أعلم بأن تلك العاهرة ذهبت لمنزل (جيك).

O sürtüğün bir yarasa kadar kör olduğunu söyledim ona.
قلت تلك الكلبة فاقد البصر كa مضرب.

- Sanırım O sürtüğün kim olduğunu biliyorum. - Evet. O sürtüğü teşhis edeceğim.
أعتقد أنني أعرف من هذه العاهرة - نعم ، يمكنني التعرف على هذه العاهرة -

Ama O sürtüğün ısrarı olmasaydı.
ولكن لولا اصرار هذه العاهرة...