O yüzden onu bulduğun zaman, önce bana getir. | Open Subtitles | لذا عندما تعثر عليه، أحضره لي أولاً هل فهمت؟ |
O yüzden onu buraya getirince onu içeri tıkacak bir şeyler bulacağız, tamam mı? | Open Subtitles | لذا عندما يحضرونه هنا سنجد شيئاً يثبت أنه مذنب حسناً ؟ |
O yüzden onu Erişilenler'in gemisinde bulduğunda, onun beynini kızarttı. | Open Subtitles | لذا عندما وجدته فى سفينة الــ"ريتش" دمرة عقله. |
Bir çocuğunuz var. O yüzden onu düşünerek ebeveynler olarak aynı evde yaşayacaksınız. Ama ayrı odalarınız, ayrı hayatlarınız olacak. | Open Subtitles | لديكم طفلة، ومن أجلها ستحيوا سويًا بالمنزل لكن منفصلين، بغرف منفصلة |
Bir çocugunuz var. O yüzden onu düsünerek ebeveynler olarak ayni evde yasayacaksiniz. Ama ayri odalariniz, ayri hayatlariniz olacak. | Open Subtitles | لديكم طفلة، ومن أجلها ستحيوا سويًا بالمنزل لكن منفصلين، بغرف منفصلة |
Ama kötülüğün hakimiyetinde değil, O yüzden onu öldüremem. | Open Subtitles | لكنه لم بستطيع التحكم به، لذا لا يمكنني قتله |
Ben de keyif alıyorum, O yüzden onu suçlayamam. | Open Subtitles | "أنا أيضًا أستمتع بالقتال، لذا لا يمكنني لومه" |
O yüzden onu bulduğun zaman, önce bana getir. | Open Subtitles | لذا عندما تعثر عليه، أحضره لي أولاً |
O yüzden onu alamam. | Open Subtitles | لذا لا يمكنني أخذُها للبيت. |
Katherine telefonuma şifre koymuş O yüzden onu kullanamıyorum. | Open Subtitles | (كاثرين) وضعت قنّ مرور على هاتفي، لذا لا يمكنني استخدامه. |