O yabancı ile bir daha karşılaşmayacak ve yabancı da onlarla karşılaşmayacaktı. | TED | لن يلتقوا مع ذلك الغريب على الإطلاق وكذلك الغريب لن يلتقي بهم أبداً. |
İşte, tam da dediği gibi. O yabancı herkesi birbirine düşürdü. | Open Subtitles | انها كما قال ذلك الغريب قلب الناس على بعضها البعض |
O yabancı otelimi elimden aldı... ve dürüst, iyi insanları gecenin ortasında sokağa attı. | Open Subtitles | ذلك الغريب إستولى على فندقى وطرد قوما طيبين محترمين خارجاً ليلاً |
O yabancı herkesi birbirine düşürdü. | Open Subtitles | ذلك الغريب جعل كلاً منا في حلق الآخر |
O yabancı eve gitmeni bekliyor. | Open Subtitles | ذلك الغريب بانتظارك لتعودَ للمنزل. |