Eğer özelden kastın kurbanın gözlerinin çıkarılmasıysa o zaman evet. | Open Subtitles | اذا كنت تعنى بالخاص ان اعين الضحية تم ازالتها فنعم |
Geçen akşam gördüğüm kabus bir imgeye dönüşürse eğer o zaman evet, büyük an. | Open Subtitles | حسناً , لو كان كابوسي ليلة أمس بمثابة رؤية فنعم , بالتأكيد |
Evlilik teklifini kabul etmem için usulüne uygun bir şekilde miras hükmünü geçersiz kıldırıp ailemin mirasını almamı sağlarsan o zaman evet, seninle evlenirim. | Open Subtitles | حسنا , إذا كان يجب أن أقبل عرضكم في النظام. يستلزمني الكسر , و حفظ مكانة عائلتي. ثم نعم , سأتزوجك. |
Eğer tuhaf insanların içinde olmayı istediğimi soruyorsanız, o zaman evet. | Open Subtitles | إذا كنت طالبا لو كنت بدلا تكون في حديقة الحيوان ، ثم نعم |
Eğer bizim hayatlarımız ve geçim kaynaklarımız ki bunlar aynı şey, buna bağlıysa o zaman evet. | Open Subtitles | ،إن كانت حيواتنا وسُبل عيشنا ،واللذان في الواقع شيء واحد .. يعتمدان على هذا إذن أجل |
o zaman evet, Amerikalılardan nefret ediyorum! | Open Subtitles | إذن أجل, أكره الامريكيين |
Eğer NLAP'teki deneyiniz takyonik bir patlamayı serbest bıraktıysa, o zaman evet. | Open Subtitles | حسناً، إن أطلقت تجربتك في المختبر الوطني، انفجار تايكون، إذاً نعم |
Eğer "Daha radikal" ile omurgamın içine bir çelik çubuk koyulmasından bahsediyorsan, o zaman, evet, denedik. | Open Subtitles | , أن نضع قضيب حديدي في عمودي الفقري , فنعم إذاً لقد حاولنا |
'Dövme yaptırıp, 'sürtük gibi giyinmenin, hayatına devam etmek olduğunu düşünüyorsanız... o zaman evet. | Open Subtitles | إن كُنت تعتبري رسم وشم، والـإرتداء مثل العاهرات، هو المُضيّ قدماً، فنعم. هل تـرفض ذلك؟ |
Eğer cuma gecesi dışarda soğuktan donmak barış sayılırsa, o zaman evet. | Open Subtitles | إذا كانت الراحة مساء الجمعة يحسب سلامًا، فنعم |
Eğlence anlayışın, garaj yolundaki, eski bir katlanır sandalyede oturup, kızarmış tavuk yemekse, o zaman evet! | Open Subtitles | إذا كان تصورك عن المتعة هو جلوسك على كراسي عشب صدئة في الممر وأكل شحم خنزير بشكل دجاج مقلّي فنعم! |
Eğer bundan kurtulmanı sağlayacaksa, o zaman evet. | Open Subtitles | أذا كان هذا سيساعدك علي تخطي هذا فنعم |
Eğer bu, demin söylediğim şeyle aynı manaya geliyorsa, o zaman evet. | Open Subtitles | -إن كان ذلك يعني ما قلتُه للتو، فنعم . |
Eğer "bok" ile Büyük, orta, o zaman evet. | Open Subtitles | إذا كنت "القرف" مع وسط كبير، ثم نعم. |
- O zaman, evet. | Open Subtitles | حسنا، ثم... نعم. |
Billy gerçek mi? o zaman evet. | Open Subtitles | هل (بيلي) حقيقي ؟ إذن أجل (مثلك أنت و (بيلي |
Eğer uçak dediği gibiyse, o zaman... evet, uçurabilirim. | Open Subtitles | إذن أجل سأجعلها تطير |
- O zaman, evet. | Open Subtitles | إذن أجل |
Amerikan halkından bahsediyorsanız o zaman, evet, Amerikan halkının göğsünü kabartmak benim birincil hedefim. | Open Subtitles | لو كنت تشير إلى الشعب الامريكي إذاً, نعم لدي كل العزم لجعل الشعب الأمريكي فخوراً جداً |
o zaman evet, sakıncası var. | Open Subtitles | إذاً , نعم لدّي مانع |