| - Günün sonunda Oakland ve Stockton'daki şiddet de bitecek anlamına geliyor. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أنّ مشاكل العنف في أوكلاند وستوكتن، ستنتهي بنهاية اليوم |
| Fakat bir keresinde Oakland, Broadway'de yürürken, bir köşeye geldim. | TED | ولكن مرة واحدة عندما كنت في أوكلاند امشي على طول برودواي، و جئت إلى زاوية. |
| Oakland A's için işe yaramıştı New Jersey eyaleti için de yaradı. | TED | لقد نجح الأمر لنادي أوكلاند أي، و نجح الأمر لولاية نيوجيرسي. |
| Oakland bölge okuluna girmiş ve notlarını değiştirmeye çalışırken yakalanmış. | Open Subtitles | يقتحم وهو عليه قبض سيتى اوكلاند مدرسة كمبيوتر درجاته ليغير |
| Oakland şehir merkezinde çöplerle dolu bir arsa var. | TED | هناك عقار في وسط مدينة اوكلاند محاط بالآفات. |
| Bu Oakland Hayvanat Bahçesi'ndeki TingTing isimli ayı. | TED | هذا دب في حديقة حيوانات أوكلاند اسمه تينق تينق |
| Silikon Vadisi teknoloji güç merkezi, Kuzeyde San Francisco'dan başlar ve San Jose'ye ve Oakland'a doğru uzanır. | TED | مركز قوة وادي السليكون يبدأ شمال سان فرانسيسكو وصولاً إلى سان خوسيه وعبر الخليج إلى أوكلاند. |
| Eğer San Francisco'nun parmak izini alabiliyorsanız, aynı şeyi Oakland, Amsterdam veya size yakın başka bir ülke için neden yapamayasınız? | TED | إذا تمكنت من وضع بصمة علي سان فرانسيسكو، حسنََا، ماذا عن أوكلاند أو أمستردام أو مكان أقرب كثيرا إلى المنزل؟ |
| Kendisiyle Oakland'de bir suşi restoranında görüşme yaptım. | TED | لذا أجريت معها مقابلة في أوكلاند في مطعم سوشي |
| Hala hayatta, keyfi yerinde ve Oakland'ta yaşıyor. | Open Subtitles | يبدو أنها على قيد الحياة وبصحة جيدة والذين يعيشون في أوكلاند. |
| Oakland'da bir okul açıyorum. Belki bir tane de Palo Alto da. | Open Subtitles | سأفتتح مدرسة فى أوكلاند وربما واحدة فى بالو ألتو |
| Ve, "Doktor, doğum sancısını yatıştır çünkü yarın Oakland A gelecek." | Open Subtitles | و الطبيب سيجعل الولادة صناعية لأن فريق أوكلاند سياتي غدا هل تذكري الشتاء الماضي |
| Ve, "Doktor, doğum sancısını yatıştır çünkü yarın Oakland A gelecek." | Open Subtitles | و الطبيب سيجعل الولادة صناعية لأن فريق أوكلاند سياتي غدا |
| Dün Oakland rıhtımındaki kundaklama ham Coltan taşıyan gemiyi.. | Open Subtitles | حرائق فى رصيف أوكلاند البحرى أجبرتهم على اعادة توجيه شحنة |
| Gelecek ay, Oakland'da üniversitede bir seminer için beni önermiş. | Open Subtitles | كان قد طلبني في محاضرة في الجامعة في أوكلاند الشهر القادم |
| Hadi ama Lin. Senin için Oakland'da yaptıklarımdan sonra yüzünü mü dönüyorsun? | Open Subtitles | كل ما فعلت لأجلك في " أوكلاند" ولا تستطيع أن تزودني ؟ |
| Meğer karnında bir bebek yokmuş sonra da Oakland'a bastı gitti zaten. | Open Subtitles | قالت أنها حامل بطفلنا الخيالي ثم ركبت بطائرة وعادت إلى أوكلاند |
| - Binbaşı. Teğmen Newell ve Yüzbaşı Oakland'ı bulamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ايجاد الملازم نيويل او الكابتن اوكلاند |
| Yüzbaşı Oakland ve Teğmen Newell kayıp, onları bulacağız. | Open Subtitles | كابتن اوكلاند والملازم نيويل مفقودين ابحثوا عنهم |
| Oakland programları için onu oyunculardan biriyle değiştirdim. | Open Subtitles | تاجرت بها مع أحد اللاعبين لبعض برامج اوكلاند النادرة |
| Senle Pope Oakland'daki sınırları ve dağıtımı belirlemeye yardımcı oldunuz. | Open Subtitles | أنت والبابا يُساعدُ على رَبْط سوية الحدود والتوزيع في أوكلند. |