"odadayken" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الغرفة
        
    • بغرفة
        
    • الغرفةِ
        
    Biz boş odadayken o neredeydi? Open Subtitles أين كان هذا الصباح عندما كنا في الغرفة الإحتياطية؟
    Benim aptal taşralı y***ğımı içine al kocan yan odadayken. Open Subtitles أدخلي قضيبي الأخرق الَذي من أصول فرنسيَة فيك وزوجك في الغرفة المجاورة
    Öneri sen hala bu odadayken geçerlidir. Open Subtitles العرض الوحيد الذي هو أمامي . بينما أنت في الغرفة
    Onları göremiyorsun, ama bu sen bir odadayken, onların yan odada olması gibi bir şey. Open Subtitles إنك لا تستطيع أن تَراهم لكنهم كمن يعيش في غرفة وأنت بغرفة أخرى بجانبهم
    Yönetici olmadığımın farkındayım, ama sen başka odadayken bir yere varmak zor. Open Subtitles أعلم بأنّي لستُ مديرًا لكن من الصعوبة بمكان إنجاز الأمور معك بغرفة أخرى.
    Daphne odadayken bu kadarı da fazla Open Subtitles هو غير مهذّبُ بما فيه الكفاية عندما هي في الحقيقة في الغرفةِ.
    Trajik hasta aski gerçekten yan odadayken yalniz basina ölüyor. Open Subtitles المريض المسكين مات وحده بينما حب حياته في الغرفة المجاورة حرفياً
    Sen diğer odadayken Robin ve ben bu evle ilgili bir şeyin farkına vardık. Open Subtitles عندما كنتي في الغرفة الأخرى أكتشفنا شيء في هذة الشقـة
    Ben yan odadayken bileklerini kesti ve tımarhaneye kapandı. Open Subtitles قطعت معصميها بينما أنا في الغرفة المجاورة ثم ذهبت إلى المصح
    Siz odadayken seks yapmayı düşünmüyoruz. Open Subtitles نحن لا ننوي أن نمارس الجنس معكم في الغرفة
    Erkek arkadaşı yan odadayken, uykusunda öldüğünü duymuş muydun? Open Subtitles هل سمعت انها ماتت في فراشها وحبيبها في الغرفة الأخرى
    Oğlumuz da yan odadayken seni mutfakta, kucağında silahla yatarken gördüm. Open Subtitles إنّما أجدك نائماً على أرضيّة المطبخ تحتضن مُسدّساً بوجود ابننا في الغرفة المجاورة.
    O çocuklarla odadayken.. Seni izliyorum. Open Subtitles عندما كنتِ في الغرفة مع الاطفال، كنتُ أراقبكِ.
    Bir cesetle aynı odadayken aşk hayatımdan konuşmayacağım. Open Subtitles أنا لن أتحدث عن حياتي العاطفية وجثة ميتة في الغرفة
    O odadayken bir E.M.D. başlattık. Open Subtitles قمنا بـ إطلاق القوة الكهرومغناطيسية بينما كان في الغرفة
    Çocuk odadayken tuhaf sesler duyduğunu söyledi ama odaya girdiğinde çocuk yalnızmış. Open Subtitles لقد قالت أنها كانت تسمع ضوضاء غريبة معه في الغرفة ولكن عندما ذهب، قد كان وحيدا
    Maalesef Bayan Einstein odadayken görüşmeye devam edemem. Open Subtitles حسنا، أخشى أنني لا أستطيع مواصلة المقابلة مع السيدة أينشتاين في الغرفة
    Onunla aynı odadayken karşınızda bir aslan olduğunu biliyorsunuz. Open Subtitles و عندما تجلس معه بغرفة, تعلم أنك جالس مع أسد,
    En son babanla aynı odadayken, seni öldürmeye çalıştı. Open Subtitles آخر مره عندما كنت بغرفة مع والدك لقد حاول قتلك
    Ve Sizinle bir odadayken, oval veya başka bir biçimde-- Open Subtitles وعندما أكون بغرفة معك، بيضاوية أو بأي شكل...
    Emma yan odadayken sevişiyor olmanız, kabul edilemez bir durum. Open Subtitles lt غير مقبول بأنَّ ك مارسْ الجنس مَع إيما في الغرفةِ القادمةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more