Bir tasarima odaklanarak belki sadece tek bir urune ufak adimlarla iyilestirmeler yapiyordum ve fazla bir etkim olmuyordu. | TED | من خلال التركيز على تصميم واحد وربما منتج واحد, فقد كنت أفكر بشكل متدرج ولم أكن ذو تأثير كبير |
Tüm bunlara da, sürece odaklanarak başlarsınız. | TED | وتبدأون كل ذلك عن طريق التركيز على العملية. |
Acı çekenlerin içlerinden sızan acıya odaklanarak yapıyormuş bunu. | Open Subtitles | عن طريق التركيز على موجات الألم التي تنبعث من المنكوبين |
Ayrılmamızdan hemen sonraydı, ve ben işime odaklanarak kırılan kalbimi onarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كان بعد انفصالنا كنت أحاول اصلاح قلبي المُحطم عن طريق التركيز على عملي |
Kimisi daha iyi amaçlara odaklanarak... | Open Subtitles | البعض يسعون للتواصل عن طريق التركيز على مصلحة غيرهم |
Bazen insanlar farklı bir noktaya odaklanarak içinde bulundukları zor durumları atlatabilirler. | Open Subtitles | أحيانا الناس يعتقدون انهم يستطيعون الألتفاف حول عملية الحزن من خلال التركيز على هدف خارجي |
Şu anda tam olarak ne yapıyorsan onu yaparak. Yani iyileşmeye odaklanarak. | Open Subtitles | هي ما تفعلها الآن، ألا وهي التركيز على تعافيك |
Dokunun kenarına odaklanarak dövmeyi büyütebilir misin? | Open Subtitles | انتظار. يمكن لك تكبير الوشم، مع التركيز على حافة النسيج؟ |
Belki de vakaya odaklanarak yardım edebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، ربما يمكنك المساعدة من خلال التركيز على القضية بالطبع |
Henüz uzmanlaşmadığımız bir konuya odaklanarak gelişim için tasarlanmış aktiviteler yaparız, bu da hata yaparak öğreneceğimizi bilerek hata yapmayı beklediğimiz anlamına gelir. | TED | ثم نقوم بتدريبات من شأنها أن تعيننا على التقدم، مع التركيز على الامور التي لم نتقنها بعد، مما يعني ان علينا توقع ارتكاب اخطاء، وهذه الاخطاء سوف نتعلم منها. |
Insanlarin ihtiyaclarina odaklanarak ve prototipler kullanarak fikirleri hizlica ileriye goturerek, sureci tasarimlarin elinden alip aktif toplum katilimcilarina vererek, daha buyuk ve enteresan sorularin ustesinden gelebiliriz. | TED | ذلك أنه ومن خلال التركيز على احتياجات البشر وإستعمال الأنمذجة لاختبار الأفكار بسرعة بإبعاد العملية عن أيدى المصممين, وعبر الحصول على مشاركة المجتمع الفاعلة بامكاننا معالجة مسائل أكبر وأهم. |
Ve, aynen Brunel gibi, sistemlere odaklanarak, daha buyuk bir etki meydana getirebiliriz. | TED | وتماما كما فعل "برونل", عبر التركيز على النظام ككل, يمكن ان يكون لنا تأثير أكبر. |
Dikişlere odaklanarak şurayı da çekin. | Open Subtitles | واحدة أخرى هنا مع التركيز على الغرز |
Fakat şimdi bu veriye, özellikle de zenci performansına, fizyolojisine yeniden odaklanarak beyaz ve zenci denekler arasında kayda değer farklılıklar bulduk. | Open Subtitles | كان لدينا ما يكفي من المشاركين مواضيع الدراسة لتســــويغ التحـــــكم بمجمـــوعة. ولكن الآن بإعادة التركيز على هذه البيانات على وجه التحـــديد، على أداء الزنوج. |
En ölümcül Ansatsuken teknikleri ancak Satsui no Hado özümsenerek zihninle, bedeninle, Ki ve tekniğinle rakibine odaklanarak elde edilebilir. | Open Subtitles | "التقنيات الأكثر قتلا "أنساتسوكن يمكن تحقيقه فقط باستعمال ..."ساتسوي نو هادو" و التركيز على خصمك |
Ardından, uranyum oksit denilen süper radyoaktif bir maden filizine odaklanarak, Curieler uranyumun bütün radyasyonu tek başına yaratıyor olamayacağını fark etti. | TED | بعد ذلك، من خلال التركيز على خام شديد النشاط إشعاعيًا يدعى (بتشبلند)، أدرك آل (كوري) أن اليورانيوم وحده لا يمكنه أن ينتج كل الإشعاع. |