"odaklanmış durumda" - Translation from Turkish to Arabic

    • يركز
        
    • تركز
        
    Laboratuvarım ilk olarak daha çok işletme ve hükûmet rotasına odaklanmış durumda. çünkü gerçekte blok zinciri karmaşık bir teknoloji. TED مختبري يركز جدًا على الإتجاه نحو الشركات والحكومات أولاً، لأن في الواقع، قواعد البيانات المتسلسلة هي تكنولوجيا معقدة.
    Şu anda kamuoyu, suç ortağının da aynısını yapamayacağından emin olmaya odaklanmış durumda. Open Subtitles و الشعب الان يركز على شريكه ف الجريمه أمالا ان لا يفعل ذلك ايضا
    Büyük Buhran'dan bu yana en kötü ekonomik krizi yaşayan Amerikan halkı, ekonomimizi yeniden ayağa kaldırmaya ve insanların burada, memleketlerinde çalışmalarına odaklanmış durumda. Open Subtitles بعد مواجهتنا أسوأ أزمة أقتصادية ،منذ الكساد الاقتصادي يركز الشعب الأمريكي بشكل مفهوم على إعادة بناء أقتصادنا ويساعد .الناس على العمل هنا في الديار
    Bunu ne kadar istediğini biliyorum. Cevap istediği kesin. Konuya aşırı odaklanmış durumda. Open Subtitles انها لا تبحث عن اجابات انها تركز كثيرا على الامر ولكن
    Çünkü eylemlerin özüme kadar yaraladı beni, ki kolay bişey değil çünkü yaptığım kaslar merkezi kuvvetimin üzerinde odaklanmış durumda. Open Subtitles لأن تصرفاتك جرحتني في قلبي هذا أمير غير سهل منذ أن الشحنات عندما أتمرن تركز على قوة القلب
    Sadece 1 cameradan görüntüleri var ve o da papağanlara odaklanmış durumda. Open Subtitles لديهم لقطات من كاميرا تركز فقط على الببغاوات
    Bu kişi belirli bir projeye aşırı derece odaklanmış durumda. Open Subtitles -إنتظر قليلاً هذا الشخص يركز على نقطة واحدة فقط ويتغاضى عن النقاط الاخرى
    Ona o kadar odaklanmış durumda ki, Tess bunu hissedebiliyor. Open Subtitles إنهُ يركز عليها كثيراً إنها تشعر بذلك
    Herkes yapılan siber saldırılara odaklanmış durumda. Open Subtitles الجميع يركز حول الهجمات الإلكترونية من قِبل جماعة "مواطنون من أجل الحرية"
    O... tamamıyla buna odaklanmış durumda. Open Subtitles إنه يركز انتباهه عليه تماماً
    Ve bu kamp, bu olaya odaklanmış durumda. Open Subtitles و المخيم يركز على ذلك وهذا ...
    Kötü haberlerin ilki tedavi olma ihtimalinin oldukça az, hatta imkansız olduğudur, çünkü bu ülkedeki çoğu körlük tedavi programı yetişkinlere odaklanmış durumda, ve çocukları tedavi edecek donanımdaki hastane sayısı çok az. TED الخبر السئ الأول هو أن فرص تلقي العلاج شحيحة للغاية إن لم تكن منعدمة, و هذا يرجع إلى أن معظم برامج تخفيف العمى في البلاد تركز على البالغين, و هناك مستشفيات قليلة للغاية مجهزة بالفعل لعلاج الأطفال.
    Şirketim senatörler ile görüşmeye odaklanmış durumda, ama... Open Subtitles تركز شركتنا على لقاء أعضاء مجلس الشيوخ
    Burada 26 filimiz var ve araştırmalarımız fillerde zekanın evrimi üzerine odaklanmış durumda. Ancak Think Elephant Kurumumuz filleri... bu şekilde sanal olarak dünyanın her yerindeki okullara taşımayı ve bu hayvanların ne kadar da inanılmaz olduğunu insanlara göstermeyi amaçlıyor. TED ولدينا هنا 26 فيلا، وتركز أبحاثنا على تطور الذكاء لدى الفيلة، ولكن تركز مؤسسة ثينك إليفنت الخاصة بنا على إدخال الفيلة الفصول الدراسية حول العالم بشكل افتراضي كما نفعل الآن ونظهر للناس مدى روعة هذه الحيوانات.
    Polisler şu an Phoenicks'in bulunduğu yere ve onun pis bir oyunun sonucu olan anlaşılmaz ortadan kayboluşuna odaklanmış durumda. Open Subtitles الشرطة تركز الآن على تحديد مكان (فينيكس)، وإنه غير واضح إذا إختفائها هو نتيجة مؤامرة.
    FBI tüm imkânlarıyla bu bölgeye odaklanmış durumda. Open Subtitles الفيدرالية تركز كل مصادرها
    Tüm teşkilatlar Brooke'un diskinden çıkan hedeflere odaklanmış durumda. Open Subtitles جميع المنظمات تركز علي الثلاثة أهداف من القرص (الصلب الخاص بـ (بروك
    Hewes McClaren'a odaklanmış durumda. Open Subtitles (هيوز) تركز على (مكلارين)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more