Ve bu projenin başında insanların gezegende etki ettikleri yerlere odaklanmak için bu muhteşem teknolojiyi kullanmaya karar verdim. | TED | وقررت في بداية هذا المشروع أنني سأستخدم هذه التكنولوجيا الفائقة للتركيز على الأماكن التي يتأثر بها الناس نحو الكوكب. |
O küçük süs, odaklanmak için kullandığımız fiziksel bir obje sadece. | Open Subtitles | هذا القرص الصغير مجرد شئ مادي يُستخدم للتركيز. |
O küçük süs, odaklanmak için kullandığımız fiziksel bir obje sadece. | Open Subtitles | هذا القرص الصغير مجرد شئ مادي يُستخدم للتركيز. |
Bu ilgiyi konuşmak istediğin konulara odaklanmak için kullanacağız. | Open Subtitles | وسأفعل كل ما في وسعي لكي أصون أهمية هذا المركز سنستغل اهتمام الإعلام لنركز على المواضيع التي تود إثارتها |
- Evet, affedersin. Alchemy'ye odaklanmak için bu adamı hemen yakalamalıyız. | Open Subtitles | آسف، علينا ردع هذا الرجل لنركز على الكيميائي |
Herkesin iş haricinde bir şeye odaklanmak için boş zamana ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | الكل يحتاج لبعض وقت الفراغ للتركيز على شيء غير العمل... |
Blair, Sonbaharın en önemli olaylarından biri .. için odaklanmak için boş.... | Open Subtitles | للموسم، (بلاير) متفرغة للتركيز على أهم حدث |
odaklanmak için beynini mi kullanıyorsun yani? | Open Subtitles | و أنت تستخدم مخّك للتركيز ؟ |
Burada tamamen sıkışmış haldeyim ayrıca odaklanmak için sessizliğe ve zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وأحتاج الهدوء والوقت للتركيز |
İşine odaklanmak için zaman kazanırsın. | Open Subtitles | -مزيد من الوقت للتركيز على العمل |
Danny'yle ilişkimize odaklanmak için üç günlük bir programa katılacağız. | Open Subtitles | إنها قصة مضحكة (سنحضر أنا و (داني ورشة عمل لمدة ثلاثة أيام للتركيز على علاقتنا |
- Evet, affedersin. Alchemy'ye odaklanmak için bu adamı hemen yakalamalıyız. | Open Subtitles | آسف، علينا ردع هذا الرجل لنركز على الكيميائي |